Sie suchten nach: söz konusu olduğunda (Türkisch - Englisch)

söz konusu olacaktır.
depth are no longer met.

o söz konusu değil.
it's out of the question.

her yıl ve yeni bir program zorunlu söz konusu olduğunda
annual and in the case of a new programme

sigorta söz konusu olduğunda o kadar da iyi olmuyoruz.
we're not doing that well when it comes to insurance.

söz konusu olmadığını söyledi.
he said it was out of the question.

tom müzik söz konusu olduğunda, görünüşe göre bir tür dahidir.
tom is apparently some kind of genius when it comes to music.

aneca’nın yıllık çağrısına gönüllü katılım söz konusu olduğunda
(national agency for quality evaluation and accreditation)

Üç temel yaklaşım söz konusu.
three main approaches.

fakat teknoloji söz konusu olduğunda yeteneklerimizin ötesinde şeyler yapabiliyoruz.
but with technology, we can actually do things that are beyond our capabilities.

bazı konularda ise belirsizlik söz konusu.
there is uncertainty regarding other aspects.

hırvatlar, söz konusu bilgi olduğunda görülmemiş düzeyde seçme şansına sahipler.
croatians are enjoying an unprecedented level of choice when it comes to information.

dans etmek söz konusu olduğunda hiç kimse michael jackson gibi hareket edemez.
when it comes to dancing, nobody can move like michael jackson.

cahillikleri insanların refahı söz konusu olduğunda neden daha az dikkat çekiyor peki?
how is their ignorance any less obvious on the subject of human well-being?

ciddi miktarda enerji tasarrufu söz konusu.
we have enormous energy savings.

bu piyasa söz konusu olduğunda, piyasa riski de fiyat hesabına dahil edilmeli.
when talking about that market we need to say that the market risk should be calculated in a price.

elektrik kesintileri söz konusu olduğunda arnavutluk, bölgede bu sorunun yaşandığı tek yer değil.
albania is not alone in the region when it comes to energy shortages.

komisyon yardımıyalnızca, topluluk çıkarları söz konusu olduğunda yasağın genel ilkeleri dışında tutar.
only if aid is justified by the existence of a community interest will the commissiongrant exemption from this general principle of prohibition.

tasarım söz konusu olduğunda, teknoloji her zaman işin içindedir, ama bilim daha az dahil olur.
technology always comes into play when design is involved, but science does a little less.

İç değerlendirme söz konusu olduğunda, düzenlemeler pek çok ülkede bir iyileştirme planı hazırlanmasına izin vermektedir.
as regards internal evaluation, regulations allow for the formulation of a plan for improvement in most countries.

bu, karşılıklı menfaatlerin söz konusu olduğu bir mesele.
that is an issue of mutual interest.