Sie suchten nach: uyumsuzlukları (Türkisch - Englisch)

ab ise karmaşık kurum yapısını yönetmekte zorlanıyor ve ayrıca blok bünyesinde yaşanan kurumsal ve politik uyumsuzlukları çözmek zorunda.
the eu has had problems managing its organisational complexity and must deal with internal institutional and policy incoherence.

bu anlaşmaların anayasa ile uyumlu olmadıklarıölçüde, ilgili Üye Ülke veya Ülkeler, uyumsuzlukları ortadan kaldırmak için gerekli tüm adımlarıatarlar.
to the extent that such agreements are not compatible with the constitution, the member state or states concerned shall take all appropriate steps to eliminate the incompatibilities established.

bu cihazları temizlemeye veya sterilize etmeye kalkışmak hasta için biyolojik uyumsuzluk, enfeksiyon veya ürün arızası risklerine neden olabilir.
attempts to clean or sterilize these devices may result in a bio-incompatibility, infection or product failure risks to the patient.