Sie suchten nach: yatak odası (Türkisch - Englisch)

yatak odası
bedroom

yatak odası mak
chiko man

bu, tom'un yatak odası.
this is tom's bedroom.

evde boş bir yatak odası var.
there's an empty bedroom in the house.

bir yatak odası ayırtmak istiyorum.
i'd like to book a bedroom.

2p odası
2p his room

tom'un kendi yatak odası vardır.
tom has his own bedroom.

en büyük yatak odası güneye bakıyor.
the largest bedroom faces south.

apartman dairesinin üç yatak odası var mı?
has the flat got three bedrooms?

basın odası
company information

onun kendine ait büyük bir yatak odası var.
she has a large bedroom to herself.

yatak odasi:
bedroom:

ve işte çok daha güzel bir yatak odası, görebilirsiniz.
and here it's a much nicer bedroom, you can see.

dedim ki burası toplantı odası, yatak odası değil.
i said that this was a meeting room, not a bedroom!

tom odasındaki yatak yapılmamıştı.
the bed in tom's room was unmade.

polisler tom'un yatak odası penceresinin dışında herhangi bir ayak izi bulamadılar.
the police couldn't find any footprints outside tom's bedroom window.

bir yatak odası, insanların mahremiyet paylaştıkları yer hayatın tohumlandığı yer, bir savaş alanı olmuştu.
a bedroom, the place where people share intimacy, where life itself is conceived, became a battlefield.

yatak odasi gİysİ dolaplari dahİl deĞİl
bedroom clothing cabinets not included

böyle bir dairede mutfak, sıklıkla yatak odası, oturma odası ve hatta banyo olarak kullanılıyordu.
the kitchen in such an apartment was often used as a living and sleeping room, and even as a bathroom.

Üst sınıftan insanların evlerinde, zemin kat ahır olarak kullanılırken mutfak, yatak odası ve hol gibi bir üst katta yer almaktaydı.
in wealthy homes, the ground floor was often used as a stable while the kitchen was located on the floor above, like the bedroom and the hall.