Sie suchten nach: yoga veya meditasyon ile ilgilenmekte mis... (Türkisch - Englisch)

refraktif cerrahi ile ilgilenmekteyim.
i am interested in refractive surgery.

yıllardır bu mağaza ile ilgilenmekteyim.
i've dealt with this store for years.

kendi kendini geliştirmiş olan babası müzik ve edebiyat ile ilgilenmekteydi.
he was an autodidact with an interest in music and literature.

paolozzi her çeşit madde ve nesne ile ilgilenmekteydi ve özellikle kolaj resimlerinde çok çeşit materyal ve nesneyi eserlerinde kullanmıştır.
paolozzi was interested in everything and would use a variety of objects and materials in his work, particularly his collages.

tacik hükümetini, yurtdışındaki göçmenler ile ilgilenmeki yerine ülkedeki müslümanları cezalandırdıkları için eleştirdi:
he criticized the tajik government for persecuting muslims at home instead of looking after migrants abroad:

* sınırlı davranış ilgi ve etkinliklerde sınırlı olmaktır; örneğin tek bir televizyon programı ile ilgilenmek gibi.
* restricted behavior is limited in focus, interest, or activity, such as preoccupation with a single television program, toy or game.

İşletmeyi ziyaret etmek amacıyla gelecek olan yasal merci yetkilileri, müşteriler tarafından gönderilmiş olan veya işletmenin kendi isteği ile almış olduğu yerli/yabancı denetim faaliyetlerini gerçekleştirecek olan denetçiler ve diğer ziyaretçiler ile ilgilenmek İşletme müdürü’nün sorumluluğundadır.
legal authorities to come in order to visit the company, auditors to perform domestic/foreign audit activities either performed by the company by own its accord or sent by customers and other visitors shall be accompanied by company manager.