Sie suchten nach: zeytinyağı (Türkisch - Englisch)

zeytinyağı
olive oil

zeytinyağı sektörü
olive oil sector

azdt/1 - zeytinyağı depolama tankları
azdt/1 - olive oil storage tanks

Şarap ve zeytinyağı tekneleri taşacak.
and the floors shall be full of wheat, and the fats shall overflow with wine and oil.

yanımdaki kayanın zeytinyağı akıttığı günler!
when i washed my steps with butter, and the rock poured me out rivers of oil;

giysilerin hep ak olsun. başından zeytinyağı eksilmesin.
let thy garments be always white; and let thy head lack no ointment.

sonra kendi sol avucuna biraz zeytinyağı dökecek.
and the priest shall pour of the oil into the palm of his own left hand:

500 kutsal yerin şekeli hıyarşembe, bir hin de zeytinyağı.
and of cassia five hundred shekels, after the shekel of the sanctuary, and of oil olive an hin:

sana minnit buğdayı, darı, bal, zeytinyağı, pelesenk verdiler.
judah, and the land of israel, they were thy merchants: they traded in thy market wheat of minnith, and pannag, and honey, and oil, and balm.

Çünkü tahıl mahvoldu, yeni şarap tükendi, zeytinyağı kesildi.
the field is wasted, the land mourneth; for the corn is wasted: the new wine is dried up, the oil languisheth.

kandil için zeytinyağı, mesh yağıyla güzel kokulu buhur için baharat,
oil for the light, spices for anointing oil, and for sweet incense,

bu, kırışıkları azaltan şeyin sebze ve zeytinyağı olduğu anlamına gelmiyor.
that doesn't mean that it's the vegetables or the olive oil.

vlora, biyolojik çeşitliliği ve şarap, zeytinyağı ve balığıyla da ünlü bir kent.
vlora is also famous for its biodiversity and its wine, olive oil and fish.

kırkpınar meydan güreşinde, güreşçiler birbirlerini sıkıca kavrayamasınlar diye zeytinyağı ile yağlanıyor.
kirkpinar field wrestlers are covered in olive oil so opponents cannot keep a firm grip on them. [cigdem bugdayci/setimes]

kasa içi süt nakil tankı - soğuk süt depolama tankları - zeytinyağı depolama tankları
case milk transfer tank - cold milk storage tanks - olive oil storage tanks

Ülkenizin her yerinde zeytinlikleriniz olacak, ama zeytinyağı sürünmeyeceksiniz. zeytin ağaçlarınız ürününü yere dökecek.
thou shalt have olive trees throughout all thy coasts, but thou shalt not anoint thyself with the oil; for thine olive shall cast his fruit.

tahıl sunusu olarak her boğa ve koç için birer efafı tahıl, her efa için bir hin zeytinyağı sağlayacak.
and he shall prepare a meat offering of an ephah for a bullock, and an ephah for a ram, and an hin of oil for an ephah.

böylece günlük yakmalık sunu olarak her sabah kuzu, tahıl sunusu ve zeytinyağı sunulacak.› ››
thus shall they prepare the lamb, and the meat offering, and the oil, every morning for a continual burnt offering.

rahiplerin diyeti zeytinyağı ve az miktarda hayvansal gıdaya, ancak çok miktarda balık, sebze ve meyve tüketimine dayanıyor.
the monks' diet consists of olive oil and low animal food consumption, but high fish, vegetables and fruit consumption.

İstanbul ve çevre iller bu alanda; meyve, zeytinyağı, İpek, pamuk ve tütün gibi ürünler elde etmektedir.
İstanbul and neighbouring cities cultivate some crops such as fruit, olive oil, silk, cotton and tobacco in this field.