Sie suchten nach: ayrıldıktan (Türkisch - Französisch)

kadın adamın evinden ayrıldıktan sonra başka biriyle evlenirse,
elle sortira de chez lui, s`en ira, et pourra devenir la femme d`un autre homme.

bant bağlantısı ayrıldıktan sonra bandı çıkar. bunu ftape için kullanmayın.
tente d'éjecter la bande après sa libération. ne pas utiliser avec ftape.

artık haktan (ayrıldıktan) sonra sapıklıktan başka ne kalır?
au delà de la vérité qu'y a-t-il donc sinon l'égarement?

yusuf firavunun hizmetine girdiğinde otuz yaşındaydı. firavunun huzurundan ayrıldıktan sonra bütün mısırı dolaştı.
joseph était âgé de trente ans lorsqu`il se présenta devant pharaon, roi d`Égypte; et il quitta pharaon, et parcourut tout le pays d`Égypte.

davut hevrondan ayrıldıktan sonra yeruşalimde kendine daha birçok cariye ve karı aldı. davutun erkek ve kız çocukları oldu.
david prit encore des concubines et des femmes de jérusalem, après qu`il fut venu d`hébron, et il lui naquit encore des fils et des filles.

"allah'a yemin ederim ki, siz ayrıldıktan sonra, putlarınıza bir tuzak kuracağım!"
et par allah! je ruserai certes contre vos idoles une fois que vous serez partis».

bununla beraber, avrupa’daki bir limandan ayrıldıktan sonra atıklara ne olduğunu genellikle bilmediğimizden, münferit bir taşınımın ya da genel olarak
toutefois, comme nous ignorons souvent le sort des déchets après leur départ des ports européens, nous ne

lut avramdan ayrıldıktan sonra, rab avrama, ‹‹bulunduğun yerden kuzeye, güneye, doğuya, batıya dikkatle bak›› dedi,
l`Éternel dit à abram, après que lot se fut séparé de lui: lève les yeux, et, du lieu où tu es, regarde vers le nord et le midi, vers l`orient et l`occident;

talut orduyla birlikte ayrıldıktan sonra, "doğrusu allah sizi bir ırmakla deneyecektir, ondan içen benden değildir, onu tatmayan eliyle sadece bir avuç avuçlayan müstesna şüphesiz bendendir" dedi.
puis, au moment de partir avec les troupes, tâlût dit: «voici: allah va vous éprouver par une rivière: quiconque y boira ne sera plus des miens; et quiconque n'y goûtera pas sera des miens; - passe pour celui qui y puisera un coup dans le creux de sa main.»

"baş üstüne" diyorlar ama senin yanından ayrıldıklarında, içlerinden bir grup senin söylediğinin tam tersini planlıyor.
ils disent: «obéissance!» puis, sitôt sortis de chez toi, une partie d'entre eux délibère au cours de la nuit de tout autre chose que ce qu'elle t'a dit.