Sie suchten nach: falan (Türkisch - Französisch)

filan falan
blah blah blah

tutuklanmış falan değilim.
j’ai pas été arrêté.

sapıklık falan yok bende. tam aksine ben, âlemlerin rabbi'nden bir resulüm."
il dit: «o mon peuple, il n'y a pas d'égarement en moi; mais je suis un messager de la part du seigneur de l'univers.

İşaretli ise, insert tuşu ile üzerinde bulunulan ögeyi seçer ve aşağı kayar. değil ise, öge seçimi falan yapılmaz.
si coché, appuyer sur la touche « & #160; inser & #160; » sélectionne l'élément actuel et descend vers l'élément actuel. sinon, l'élément actuel n'est pas modifié.

aynı şekilde dediler ki: “falan hayvanlarla ekinlere dokunmak yasaktır; onları bizim dilediklerimizden başkası yiyemez. falan hayvanların da sırtları haram kılınmıştır.”birtakım hayvanlar da vardır ki onları keserken allah'ın adını anmazlar.bütün bunları, onlar allah’a iftira ederek ortaya çıkarmışlardır.
et ils dirent: «voilà des bestiaux et des champs frappés d'interdiction: n'en mangeront que ceux que nous voudrons.» - selon leur prétention! - et voilà des bêtes dont le dos est tabou, et des bêtes sur lesquelles ils ne mentionnent pas le nom d'allah. des inventions contre lui!