Sie suchten nach: çalışkan (Türkisch - Italienisch)

Çalışkan el zengin eder.
la mano pigra fa impoverire, la mano operosa arricchisce

oysa çalışkan değerli bir servet kazanır.
il pigro non troverà selvaggina; la diligenza è per l'uomo un bene prezioso

yarovam çok yetenekli biriydi. süleyman bu genç adamın ne denli çalışkan olduğunu görünce, yusuf soyunun bütün ağır işlerinin sorumluluğunu ona verdi.
geroboamo era un uomo di riguardo; salomone, visto come il giovane lavorava, lo nominò sorvegliante di tutti gli operai della casa di giuseppe

editör ester chaym ekim 2014'te İspanyol haber ajansı efe ile yaptığı bir röportajda, "eğer dergi sadece moda odaklı olsaydı bu çok çalışkan, zeki, girişimci ve atılgan kadınlar için sıkıcı olacaktı", açıklamasını yaptı.
la redattrice ester chaym, in un'intervista con l'agenzia spagnola efe dell'ottobre 2014, spiega che, se la rivista avesse come focus esclusivamente la moda, risulterebbe noiosa per queste "donne laboriose, intelligenti, intraprendenti e piene di iniziativa."