Sie suchten nach: götürülecek (Türkisch - Kroatisch)

‹‹deri hastalığına yakalanan kişi kâhine götürülecek.
ako se na èovjeku pokaže guba, neka ga dovedu sveæeniku.

Çünkü çocuklarınız sizden alınıp sürgüne götürülecek.
Èupaj kosu i ostriži se za milom djecom svojom! postani æelava kao orao lešinar, jer su izgnana daleko od tebe."

meşale buradan, resmi açılış için olimpiyat stadyumuna götürülecek.
plamen će biti prebačen na olimpijski stadion za službeno otvaranje igara.

bu işlem tamamlandığında, uçak 25 km uzaklıktaki merville'e götürülecek.
kada ona bude završena, zrakoplov će biti prebačen u 25 kilometara udaljeni merville.

atina'nın güney ucuna ise yeni bir tramvayla hizmet götürülecek.
južni kraj atene dobit će novu tramvajsku liniju.

‹‹deri hastasının temiz kılınacağı gün şu yasa geçerlidir: hasta kâhine götürülecek.
"neka ovo bude obred za gubavca na dan njegova èišæenja: neka se dovede sveæeniku;

soyundan gelen bazı çocuklar alınıp götürülecek, babil kralının sarayında hadım edilecek.› ››
'a od sinova koji poteku od tebe, koji ti se rode, neke æe uzeti da budu uškopljeni dvorani babilonskoga kralja.'"

haberlerde ayrıca: kıbrıs rum kırsal bölgelerine genişbantlı İnternet ve dijital televizyon hizmeti götürülecek ve atina bilim akademisi bir kıbrıs rum alimine ödül verdi.
također u vijestima iz znanosti i tehnologije: ruralna područja na cipru dobit će širokopojasni internet i digitalni tv servis, a atenska akademija znanosti nagradila ciparsku znanstvenicu.

sidkiya babile götürülecek, ben onunla ilgilenene dek orada kalacak, kildanilerle savaşsanız bile başarılı olamayacaksınız diyor rab.› ››
sidkiju æe odvesti u babilon i ondje æe ostati dok ga ne pohodim - rijeè je jahvina! i ako se budete borili protiv kaldejaca, neæete uspjeti!'"

‹‹Çocuk daha ‹anne, baba› demesini öğrenmeden, Şamın serveti ve samiriyenin ganimeti asur kralına götürülecek.››
jer prije no što dijete poène tepati 'tata' i 'mama', nosit æe se pred kralja asirskog sve bogatstvo damaska i plijen samarije."

bu zaman kadar üye ülkelerin beşte dördü onaylayıp diğerleri "onay sürecinde zorluklarla" karşılaştığı takdirde mesele avrupa konseyi'ne götürülecek.
ako ga četiri petine zemalja članica ratificira do krajnjeg roka, a neke se sučele s "poteškoćama u procesu ratificiranja", onda se to pitanje prosljeđuje europskom vijeću.

bugünlerde iş sahibi olmak bile, özellikle nakit sıkıntısı içindeki maaş yerine borç senedi dağıtırken, eve ekmek götürüleceği anlamına gelmiyor.
u posljednje vrijeme posao nije jamstvo da će se spojiti kraj s krajem -- ne u trenutku kada tvrtke koje imaju poteškoća s gotovinom izdaju potvrde o dugu umjesto plaća.