Sie suchten nach: güçlendirir (Türkisch - Norwegisch)

- onu güçlendirir.
"...styrker den."

bu beni güçlendirir.
den gjør meg sterkere.

- bünyeni güçlendirir.
bygger opp immuniteten din.

# ancak güçlendirir beni
denne låten betyr mye for meg.

"Öldürmeyen acı güçlendirir!"
men som det sies:

bu ise algılamayı güçlendirir.
med dette blir alt i deg forsterket.

ayarında olursa, güçlendirir.
akkurat nok gjør deg sterk.

- bu, ilişkimizi de güçlendirir.
- det ville styrke forholdet vårt.

bu bağışıklık sistemlerini güçlendirir.
det burde styrke immunsystemet...

seni öldürmeyen şey güçlendirir derler.
det som ikke dreper oss, gjør oss sterkere.

sana söylemiştim. su böyledir. güçlendirir.
vannet gjør deg sterkere.

seni öldürmeyen şey, seni güçlendirir kardeşim.
det som ikke dreper deg, gjør deg sterkere, kamerat. terapi!

ondan korkma. bu onu ancak güçlendirir.
vis ikke ærefrykt, det styrker henne

aynen.saçını aynı anda güçlendirir ve besler.
pleier og styrker haret samtidig.

hücrelerin acının olduğu yeri hatırlar ve orayı güçlendirir.
cellene husker det og blir sterke.

fakat rus başkanı arayıp haberleri ona sizin vermeniz hikayemizi daha güçlendirir diye düşünüyorum.
men jeg tror en samtale til den russiske presidenten, - å overrekke nyhetene selv, nok kan styrke historiens - troverdighet her.

bu teknik hastanın uyuşturucusuz davranışını mütemadiyen güçlendirir ve ulaşılması gereken düzenli bir hedef sağlar.
sexarbeidere med kokain- og crackproblemer nås med skadereduserende og oppsøkende tjenester.

bruce'la bazen şu ayrılma-barışma oyunlarını oynarız ama bu sadece birbirimize olan sevgiyi güçlendirir.
jeg og bruce leker at vi gjør det slutt noen ganger. det styrker kjærligheten vår.

duyuların algılanmasını güçlendirir-- ozellikle dokunma duyusunu-- ve bağlanma duygusu verir, açıklık... dürüstlük.
forsterkede sanseinntrykk-- særlig berøring-- en følelse av tilknytning, åpenhet... ærlighet.

"sizi, mallar ve oğullarla güçlendirir, size yeşil bahçeler lütfeder. ve sizin için nehirler akıtır."
og forstrekke dere med rikdom og barn, og gi dere haver, og gi dere bekker.