Sie suchten nach: kıvılcım (Türkisch - Serbisch)

kıvılcım
Искричав

kıvılcım yağmuru
Светлуцави водопад

bence kıvılcım içten çakılmalı."
mislim da iskra mora da se pokrene iznutra.“

dini lider geçmişin bütün katolikler, müslümanlar ve ortodoks hıristiyanları için barış ve hoşgörü içinde birlikte yaşamaları yönünde bir kıvılcım olması gerektiğini belirtti.
on je dodao da bi prošlost trebalo da posluži kao podsticaj za sve katolike, muslimane i pravoslavce da žive zajedno u miru i toleranciji.

bunun gibi, dil de bedenin küçük bir üyesidir, ama büyük işlerle övünür. düşünün, küçücük bir kıvılcım koca bir ormanı tutuşturabilir.
a tako je i jezik mali ud, i mnogo èini. gle, mala vatra, i kolike velike šume sažeže.

karadağ İşçi sendikası başkanı srdja kekoviç setimes'a verdiği demeçte, elektrik zammının sadece protestoları tetikleyen bir kıvılcım olduğunu ve katılımcıların çoğunun ülkedeki genel kötü şartlara karşı gösteri yaptığını söyledi.
srđa keković, predsednik unije sindikata crne gore, izjavio je za setimes da je povećanje cena struje samo okidač koji je pokrenuo proteste, a da većina učesnika protestuje protiv generalno loših uslova u zemlji.

hırvatistan'da icty'nin ante gotovina ile ilgili kararına yönelik öfkeyi örnek gösteren vankovska, "travmaların ve hatta nefretin tekrar su yüzüne çıkması için ufak bir kıvılcım yeterli," diyor.
„veoma malo je potrebno da na površinu izbiju traume, pa čak i mržnja“, kaže vankovska, ukazujući na nedavne izlive besa u hrvatskoj zbog haške presude anti gotovini.