Sie suchten nach: seviniyorum (Türkisch - Serbisch)

bittiğine çok seviniyorum.
drago mi je da je gotova.

size her bakımdan güvenebildiğim için seviniyorum.
radujem se, dakle, što se u svemu smem osloniti na vas.

"bankalar müşterilerini bankaya gidip sıraya girmekten kurtaracak çeşitli ödeme yöntemleri bulmak için çabaladıkça seviniyorum.
«iskreno mi je drago kada banke učine sve što mogu da uspostave različite metode plaćanja kojima će poštedeti klijenta odlaska u banku i stajanja u dugim redovima.

‹‹İman edesiniz diye, orada bulunmadığıma sizin için seviniyorum. Şimdi onun yanına gidelim.››
i milo mi je vas radi što nisam bio onamo da verujete; nego hajdemo k njemu.

sözdinlerliğinizi herkes duydu, bu nedenle sizin adınıza seviniyorum. İyilik konusunda bilge, kötülük konusunda deneyimsiz olmanızı isterim.
jer vaše slušanje razglasi se svuda. i radujem se za vas; ali hoæu da ste vi mudri na dobro a prosti na zlo.

sizin için acı çektiğime şimdi seviniyorum. mesihin, kendi bedeni, yani kilise uğruna çektiği sıkıntılardan eksik kalanlarını kendi bedenimde tamamlıyorum.
sad se radujem u svom stradanju za vas, i dovršujem nedostatak nevolja hristovih na telu svom za telo njegovo koje je crkva,

ama ne önemi var? İster art niyetle ister içtenlikle olsun, her durumda mesih duyurulmuş oluyor. buna seviniyorum, sevineceğim de.
Šta dakle? bilo kako mu drago, dvolièenjem ili istinom, hristos se propoveda; i zato se radujem, a i radovaæu se;

demirovska, "lise öğrenimimi tamamladığıma gerçekten seviniyorum ve eğitimimi sürdüreceğim, çünkü Üsküp Üniversitesi felsefe fakültesinin toplumsal çalışmalar bölümüne kaydoldum." dedi.
"stvarno mi je drago što sam završila svoje srednjoškolsko obrazovanje i što ću nastaviti da se obrazujem, jer sam prijavljena na smeru sociologije filozofskog fakulteta univerziteta u skoplju", rekla je demirovska.

elmaların, armutların, şeftalilerin, kayısıların çiçeklendiğini gördüğümüzde çok seviniyoruz, çünkü savaş zamanında bağlardaki tüm ağaçlar kesilmişti.
radujemo se cvetanju jabuka, krušaka, bresaka, kajsija jer su voćnjaci posečeni za vreme rata.