Sie suchten nach: batmayacak (Türkisch - Slowakisch)

kıymık büyüklüğünde... hayır, sana kıymık falan batmayacak.
plastikové sú rovnaké ako... nie, nedostaneš to!

ortaklarımı ilişki kurabileceğim kadar yakında ama göze batmayacak kadar da uzakta tutardım.
držal by som sa dosť blízko svojich parťákov, ale dostatočne ďaleko aby som nezavadzal.

- göze batmayacak bir yer ve bacaklarımı birkaç saatliğine dinlendirmekten başka bir şey istemedim.
nič okrem útočiska a miesta, kde si moja noha pár hodín oddýchne.

hayir, pek sayilmaz.bizim grubumuz göze batmayacak kadar kücük o yüzden endiseli ve göze batmak istemeyen müsterilerimiz icin avantaj oluyor.
naša prevádzka je dostatočne malá, aby bola ohlásená čo je výhodné pre každého, pretože naši zákazníci sa snažia zabrániť lákavému upozorneniu na seba.

belki sadece bu hafta batmayacaksınız.
teda... možno neskončíte na mizine tento týždeň.