Sie suchten nach: su ve ates (Türkisch - Spanisch)

su ve ates
water and fire

su ve ate,s
water and athe, s

kaynar su ve irin (tadarlar).
fuera de agua muy caliente y hediondo líquido,

yalnız kaynar su ve irin (içerler);
fuera de agua muy caliente y hediondo líquido,

İşte onu tatsınlar: kaynar su ve irin.
esto ¡que lo gusten!: agua muy caliente, hediondo líquido

enerji, su) ve tüketimde verimliliğin artırılması.
reducir la exposición combinada de la población a contaminantes dañinos y otros factores de estrés, y lograr una mejor relación entre la salud humana y de los ecosistemas.

ancak bir kaynar su ve irin (içecekler).
fuera de agua muy caliente y hediondo líquido,

pentax optio w10 - su ve toz geçirmez kamera
pentax optio w10 - cámara a prueba de agua y polvo

İşte bu; kaynar su ve irindir. onu tatsınlar
esto ¡que lo gusten!: agua muy caliente, hediondo líquido

1994'te japonya'da su ve pirinç kıtlığı oldu.
en 1994 hubo escasez de agua y arroz en japón.

İşte artık tatsınlar onu ki, o kaynar su ve irindir.
esto ¡que lo gusten!: agua muy caliente, hediondo líquido

kaynar sudan ve irinden başka.
fuera de agua muy caliente y hediondo líquido,

İçtiğimiz su ve soluduğumuz hava gibi, bağımlı olduğumuz pek çok temel hizmeti desteklemektedir.
sustenta numerosos servicios básicos de los que dependemos, como el agua que bebemos y el aire que respiramos.

orada ne serinlik ne de içilecek bir şey tatmazlar; sadece kaynar su ve irin....
fuera de agua muy caliente y hediondo líquido,

tatlı su ve biyolojik çeşitlilik anlamındaki kaynakları, ülkeyi bölgenin başlıca doğal rezervlerinden biri haline getirmektedir.
los recursos del país, en lo que respecta a agua dulce y a biodiversidad, le convierten en una de las principales reservas naturales de la región.

bu süreç, yoğun tarım alanlarında, su ve toprak kaynakları üzerindeki çevresel baskının artmasına neden olmaktadır.
esta intensificación lleva a un aumento de la presión ambiental sobre los recursos hídricos y del suelo en las áreas agrarias de cultivo intensivo.

kömür madenlerinden dolayı yaşanan su ve hava kirliliğine, toplulukların zorla yer değiştirilmesi ve çevresel yıkıma karşı yerel direnç ise yoğun.
la resistencia local contra la explotación de los yacimientos de carbón que contaminan el agua y del aire, el desplazamiento forzado de comunidades enteras y la destrucción ambiental es enorme.

aÇa İŞaretler 2009 / İklİm deĞİŞİklİĞİne uyum saĞlama: su ve kuraklik / 13 en etkili yollarından biridir.
seÑales de la aema 2009 / adaptaciÓn al cambio climÁtico: agua y sequÍa / 13

genel tablo çok karmaşık olup su ve hava kirliliği gibi bazı alanlarda ilerleme kaydedilmiş, toprak ve doğal kaynaklar gibi diğer alanlardaki kötüleşme ile bu ilerlemeler dengelenmiştir.
Éste será el tercer informe de evaluación paneuropea que elabora la agencia en apoyo del proceso paneuropeo 'un medio ambiente para europa', bajo los auspicios de la comisión económica para europa de las naciones unidas (unece).

ayrıca bunu toprak, su ve biyolojik çeşitlilik üzerindeki etkilerin yanı sıra sera gazı emisyonları da dahil olmak üzere, çevreye olan tüm etkileri göz önüne alacak şekilde yapalım.
y debemos hacerlo teniendo en cuenta todos los impactos sobre el medio ambiente, incluidos los efectos en el suelo, el agua y la biodiversidad, como las emisiones de gases de efecto de invernadero.