Von professionellen Übersetzern, Unternehmen, Websites und kostenlos verfügbaren Übersetzungsdatenbanken.
kendilerine ilim geldikten sonra, sadece aralarındaki kıskançlık ve azgınlık yüzünden fırkalara bölündüler.
a rozštěpily se národy předchozí teprve poté, co dostalo se jim vědění, kvůli vzájemné nevraživosti.
kitap verilenler, kendilerine ilim geldikten sonradır ki, aralarındaki kıskançlık yüzünden ayrılığa düştüler.
ti, jimž dáno bylo písmo, se dostali do sporu teprve tehdy, když přišlo k nim vědění, následkem vzájemné řevnivosti.
kitap verilmiş olanlar, kendilerine bilgi geldikten sonra sırf aralarındaki kıskançlık yüzünden anlaşmazlığa düştüler.
ti, jimž dáno bylo písmo, se dostali do sporu teprve tehdy, když přišlo k nim vědění, následkem vzájemné řevnivosti.
bunda da sırf o kitap verilenler, kendilerine bunca deliller geldikten sonra tuttular, aralarındaki hırs ve kıskançlık yüzünden anlaşmazlığa düştüler.
a byli ve sporu jedině ti, jimž bylo písmo darováno poté, co přišla k nim znamení jasná, a to ze vzájemné závisti.
size karşı kıskançlık ediyorlardı. derken o korku hali gelince, gördün onları ki, ölümden baygınlık sarmış kimse gibi gözleri dönerek sana bakıyorlardı.
to z lakoty vůči vám: a když přijde (chvíle) strachu, tu vidíš je ani hledí na tebe, točíce očima svýma jako ten, na něhož padají mrákoty smrti.
allah nezdinde hak din İslam'dır. kitap verilenler, kendilerine ilim geldikten sonradır ki, aralarındaki kıskançlık yüzünden ayrılığa düştüler.
pravým náboženstvím u boha jest islám: ti, jimž dána byla kniha, počali rozcházeti se v názorech teprve poté, když přišlo jim vědění, ze vzájemné žárlivosti.
her türlü haksızlık, kötülük, açgözlülük ve kinle doldular. kıskançlık, öldürme hırsı, çekişme, hile, kötü niyetle doludurlar.
jsouce naplněni vší nepravostí, zlostí, smilstvem, nešlechetností, lakomstvím, plní závisti, vraždy, svárů, lsti, zlých obyčejů,
kendilerine ilim geldikten sonra, sadece aralarındaki kıskançlık ve azgınlık yüzünden fırkalara bölündüler. eğer belli bir süreye kadar erteleme sözü rabbinden gelmiş olmasaydı, aralarında iş mutlaka bitirilirdi.
a rozštěpili se jen poté, když přišlo jim vědění, ze vzájemné svévole; a nebýti slova pána tvého, jež předcházelo, stanovíc lhůtu předurčenou, bylo by již bývalo rozsouzeno mezi nimi.
onlara, iş ve yönetime ilişkin açık-seçik belgeler verdik. onlar, kendilerine ilim geldikten sonra, aralarındaki azgınlık ve kıskançlık yüzünden ihtilafa düştüler.
a dali jsme jim jasné důkazy pro (naše) nařízení: a rozešli se (v mínění o nich) pouze poté, když přišlo jim vědění, ze vzájemné svévole.
kitap verilenler, ancak kendilerine ilim geldikten sonra, aralarındaki "kıskançlık ve hakka başkaldırma" (bağy) yüzünden ayrılığa düştüler.
ti, jimž dáno bylo písmo, se dostali do sporu teprve tehdy, když přišlo k nim vědění, následkem vzájemné řevnivosti.
allah tarafından onaylanan biricik din, teslim olmak (islam) dır. kitap verilmiş olanlar, kendilerine bilgi geldikten sonra sırf aralarındaki kıskançlık yüzünden anlaşmazlığa düştüler.
pravým náboženstvím u boha jest islám: ti, jimž dána byla kniha, počali rozcházeti se v názorech teprve poté, když přišlo jim vědění, ze vzájemné žárlivosti.