Results for folly translation from English to Turkish

i cannot help laughing at your folly.
Çılgınlığınıza gülmemek elimde değil.

he said, ‘o my people, i am not in folly.
"ey milletim!

who lives without folly is not so wise as he thinks.
Çılgınlık yapmadan yaşayan insan düşündüğü kadar akıllı değildir.

the evil-doers are indeed sunk in error and folly --
doğrusu suçlular sapıklık ve çılgınlık içindedirler.

if we do that, we shall surely be in error and folly.
bu durumda gerçekten biz bir sapıklık (delalet) ve çılgınlık içinde kalmış oluruz."

folly is set in great dignity, and the rich sit in low place.
aptallar yüksek makamlara atanıyor.

as a dog returneth to his vomit, so a fool returneth to his folly.
kusmuğuna dönen köpek gibidir.

conduct in the middle east since world war ii and the folly of intervention.
conduct in the middle east since world war ii and the folly of intervention.

every prudent man dealeth with knowledge: but a fool layeth open his folly.
akılsız kişiyse ahmaklığını sergiler.

then enjoy (your brief day); but soon will ye know (your folly).
haydi geçinedurun bakalım, yakında bileceksiniz.

there is no folly in me; rather i am a messenger from the lord of the universe.
"bende 'akıl yetersizliği' yoktur; ama ben gerçekten alemlerin rabbinden bir elçiyim" dedi.

and who turns away from the religion of abraham but such as debase their souls with folly?
kendi nefsini aşağılık kılandan başka, İbrahim'in dininden kim yüz çevirir?

there is perhaps no better demonstration of the folly of human conceits than this distant image of our tiny world.
insan kibrinin ne kadar budalaca olduğunu, dünya'nın fotoğrafına bu kadar uzaktan bakınca görüyoruz.

he that is slow to wrath is of great understanding: but he that is hasty of spirit exalteth folly.
Çabuk sinirlenen ahmaklığını gösterir.

but they shall proceed no further: for their folly shall be manifest unto all men, as theirs also was.
ama daha ileri gidemeyecekler. Çünkü yannisle yambris örneğindeki gibi, bunların da akılsızlığını herkes açıkça görecektir.

and i gave my heart to know wisdom, and to know madness and folly: i perceived that this also is vexation of spirit.
kendimi bilgi ve bilgeliği, deliliği ve akılsızlığı anlamaya adadım. gördüm ki, bu da yalnızca rüzgarı kovalamaya kalkışmakmış.

'true, there were persons among mankind who took shelter with persons among the jinns, but they increased them in folly.
"bir de şu gerçek var: İnsanlardan bazı adamlar, cinlerden bazı adamlara sığınırlardı. Öyle ki, onların azgınlıklarını arttırırlardı."

he said, ‘o my people, i am not in folly. rather, i am an apostle from the lord of all the worlds.
"ey kavmim! dedi, ben beyinsiz değilim; fakat ben alemlerin rabbinin gönderdiği bir elçiyim.

lost are those who slay their children, from folly, without knowledge, and forbid food which allah hath provided for them, inventing (lies) against allah.
bilgisizlik yüzünden beyinsizce çocuklarını öldürenler ve allah'ın kendilerine verdiği rızkı, allah'a iftira ederek haram kılanlar muhakkak ki, ziyana uğradılar.

"the follies of science at the court of rudolph ii, 1576–1612", milwaukee: pharmaceutical review publishing co., 1904.
"the follies of science at the court of rudolph ii, 1576-1612", milwaukee: pharmaceutical review publishing co., 1904.