Trying to learn how to translate from the human translation examples.
From professional translators, enterprises, web pages and freely available translation repositories.
he died an unnatural death.
o doğal olmayan bir ölümle öldü.
Last Update: 2014-02-01
Usage Frequency: 1
Quality:
"it is unnatural for a modern country to have foreign guarantors or custodians," he said.
hristofyas, "modern bir ülkenin yabancı garantörleri ya da vasilerinin olması doÄal deÄil," diye konuÅtu.
ds deputy chairman dragan sutanovac said any coalition with the sns would be politically "absolutely unnatural".
ds genel baÅkan yardımcısı dragan sutanovac, sns ile kurulacak her türlü koalisyonun siyasi açıdan "kesinlikle doÄa dıÅı" olacaÄını söyledi.
you commit unnatural acts with men and cut off the way (of procreation), and commit obscenities in your gatherings."
"(bu ilâhî ikazdan sonra) siz, ille de erkeklere yaklaşacak, yol kesecek ve toplantılarınızda edepsizlik yapacak mısınız?"
it's very easy to sound natural in your own native language, and very easy to sound unnatural in your non-native language.
kendi ana dilinde doğal olarak ve ana dilin olmayan bir dilde doğal olmayan şekilde konuşmak çok kolaydır.
"we find this whole political scandal unnatural and worrying because what we did there was a normal initiative since hundreds of european regions are represented in the communitarian capital where they do political and economic lobbying.
cnmt İcra başkanı toro tibor setimes'a verdiği demeçte, "yüzlerce avrupa bölgesi ab başkentinde temsil edilip burada siyasi ve ekonomik kulis faaliyetlerinde bulunduğundan, yaptığımız aslında normal bir girişimdi, bu yüzden de bu siyasi skandalı anormal ve kaygı verici buluyoruz.
indeed, in january 2014, a judge ruled that article 534 cannot be valid as it "did not provide a clear interpretation of what was considered unnatural."
ocak 2014'te, 534. madde hakkında bir hakim, "doğal olmayanın ne olduğu üzerine açık bir yorum getirmediğine" hüküm sürdü.
if any of your women is guilty of unnatural offence, bring four of your witnesses to give evidence; if they testify against them, retain them in the houses until death overtakes them or god provides some other way for them.
eğer dört kişi şahitlik ederlerse, ölüm kendilerini alıp götürünceye veya allah kendilerine bir yol gösterinceye kadar onları evlerde alıkoyun. [24,2] {km, tesniye 22,21; levililer 19,20; 20,10.14; 21,9; yuhanna 8,5}
"we've always believed that foreign forces in a country are unnatural and they ought not to be there on a permanent basis," us defence secretary donald rumsfeld said. "they ought to be migrating downward so that you don't create a dependency."
"biz daima bir ülkedeki yabancı kuvvetlerin doğal olmadığına ve kalıcı olmamaları gerektiğine inandık," diyen abd savunma bakanı donald rumsfeld de sözlerine şöyle devam etti: "bağımlılık yaratmamaları için giderek azalmaları gerekir."