From professional translators, enterprises, web pages and freely available translation repositories.
sonra avlu kapısının önüne çıktı. onu gören başka bir hizmetçi kız orada bulunanlara, ‹‹bu adam nasıralı İsayla birlikteydi›› dedi.
既 出 去 、 到 了 門 口 、 又 有 一 個 使 女 看 見 他 、 就 對 那 裡 的 人 說 、 這 個 人 也 是 同 拿 撒 勒 人 耶 穌 一 夥 的
bu sırada yonatanla ahimaas eyn-rogelde kalıyorlardı. bir hizmetçi kız gidip onlara olup bitenleri haber veriyor, onlar da gidip duyduklarını kral davuta bildiriyorlardı. Çünkü kendileri kente girerken görünmeyi göze alamıyorlardı.
那 時 約 拿 單 和 亞 希 瑪 斯 在 隱 羅 結 那 裡 等 候 不 敢 進 城 、 恐 怕 被 人 看 見 . 有 一 個 使 女 出 來 、 將 這 話 告 訴 他 們 、 他 們 就 去 報 信 給 大 衛 王
allah sizi, maişet ve rızık hususunda kiminizi kiminize üstün kıldı.nasipleri bol olanlar kendi nasiplerini, kendileriyle eşit seviyeye gelecek derecede, yanlarında çalıştırdıkları köle ve hizmetçilere vermezler.o halde nasıl olur da allah'ın nimetini, allah’ın kendilerinin üzerindeki hakkını bile bile inkâr ederler? [30,28] {km, Çıkış 21,2; i korintos. 12,13}
在給養上,真主使你們中一部分人超越另一部分人,給養優厚者絕不願把自己的給養讓給自己的奴僕,從而他們在給養上與自己平等,難道他們否認真主的恩惠嗎?