Trying to learn how to translate from the human translation examples.
yemek askim
From: Machine Translation Suggest a better translation Quality:
From professional translators, enterprises, web pages and freely available translation repositories.
Add a translation
yemek
吃
Last Update: 2009-07-01 Usage Frequency: 1 Quality: Reference: Translated.com
食物
Last Update: 2013-09-09 Usage Frequency: 1 Quality: Reference: Wikipedia
yemek çubukları
筷子
Last Update: 2013-11-27 Usage Frequency: 1 Quality: Reference: Wikipedia
kıtlık zamanında yemek yedirmektir.
或在饑荒日賑濟
Last Update: 2014-07-03 Usage Frequency: 1 Quality: Reference: Wikipedia
veya açlık gününde yemek yedirmektir,
ve irinden başka bir yemek de yok.
除脓汁外,他没有食物。
hepsi bundan cesaret alarak yemek yedi.
於 是 他 們 都 放 下 心 、 也 就 喫 了
Last Update: 2012-05-04 Usage Frequency: 1 Quality: Reference: Wikipedia
"yoksula yemek vermeye destekçi olmazdı."
不勉励人账济贪民;
Last Update: 2014-07-03 Usage Frequency: 1 Quality: Reference: WikipediaWarning: Contains invisible HTML formatting
düşküne, yetime ve esire seve seve yemek yedirirler.
他们为喜爱真主而赈济贫民、孤儿、俘虏。
yırtıcı bir dikenden başka yemek yoktur onlar için.
他们没有食物,但有荆棘,
"yıkananların atık sularından başka yemek de yoktur."
"İrin ve kan karışımından başka bir yemek yoktur."
Öyleyse kardeşlerim, yemek için bir araya geldiğinizde birbirinizi bekleyin.
所 以 我 弟 兄 們 、 你 們 聚 會 喫 的 時 候 、 要 彼 此 等 待
acıkınca da yemek istedi. yemek hazırlanırken petrus kendinden geçti.
覺 得 餓 了 、 想 要 喫 . 那 家 的 人 正 豫 備 飯 的 時 候 、 彼 得 魂 遊 象 外
bu arada öğrencileri ona, ‹‹rabbî, yemek ye!›› diye rica ediyorlardı.
這 其 間 、 門 徒 對 耶 穌 說 、 拉 比 、 請 喫
İki ayağı sakat mefiboşet hep kralın sofrasında yemek yediğinden yeruşalim'de oturuyordu.
於 是 米 非 波 設 住 在 耶 路 撒 冷 、 常 與 王 同 席 喫 飯 . 他 兩 腿 都 是 瘸 的
bunun üzerine onların ilahlarına sokulup: “yemek yemiyor musunuz?” dedi.
他就俏悄地走向他們的眾神靈,他說:「你們怎麼不吃東西呢?
ferisiler, hatta bütün yahudiler, atalarının töresi uyarınca ellerini iyice yıkamadan yemek yemezler.
( 原 來 法 利 賽 人 和 猶 太 人 、 都 拘 守 古 人 的 遺 傳 、 若 不 仔 細 洗 手 、 就 不 喫 飯
(konuklarına yemek hazırlamak için) gizlice ailesinin yanına gitti, semiz bir buzağı getirdi.
于是他悄悄地走到他的家属那里,拿来一头肥嫩的牛犊,
paralarınızı aranızda haksız yollarla yemeyin. halkın parasını haksız yere yemek amacıyla bile-bile memurlara/yöneticiler rüşvet vermeyin.
你们不要借诈术而侵蚀别人的财产,不要以别人的财产贿赂官吏,以便你们明知故犯地借罪行而侵蚀别人的一部分财产。