Results for karşılayabilme translation from Turkish to English

eğer dünya üzerindeki bir insanın hayatı boyunca tükettiklerini ve gıda ihtiyacını karşılayabilme kapasitemizi düşünmezseniz bu olağan üstü bir gelişmedir.
which is a fantastic story, unless you think about humanity's footprint on the planet and our ability to keep up food production.

hizmet kabiliyeti - teklifi verenin bu rfp'de belirtilen hizmetlerin seviyesini ve kapsamını karşılayabilme kabiliyeti;
service capability – the ability of the tenderer to provide the level and scope of services indicated in this rfp;

ab kurallarına göre, üye ülkelerin sırbistan'ın katılım şartlarını karşılayabilme becerisi konusunda bir görüş hazırlamadan önce avrupa komisyonu'na (ak) sormaları gerekiyor.
under eu rules, member states must ask the european commission (ec) to prepare an opinion on serbia's ability to meet entry conditions.

c/Özet: küçük çocuklarda yetersiz beslenme küresel bir sağlık sorunudur. gelişimin bu kritik aşamasında enerji ve besin ihtiyaçlarını karşılayabilme yeteneği, sadece fiziksel ve zihinsel potansiyele ulaşmak için değil, aynı zamanda yaşamın ilerleyen dönemlerinde sosyo - ekonomik başarıya ulaşmak için de gereklidir. birleşmiş milletler tarafından belirlenen sürdürülebilir kalkınma hedeflerine ulaşılmasını desteklemek için beslenme düzenlerinin optimizasyonu ile ilgili devam eden tartışmalar göz önüne alındığında,
c/abstract: undernutrition in young children is a global health issue. the ability to meet energy and nutrient needs during this critical stage of development is necessary, not only to achieve physical and mental potential but also socio economic achievement later in life. given ongoing discussions regarding optimization of dietary patterns to support achievement of the sustainable development goals established by the united nations, it is important to identify foods/food groups that have shown