Results for yatar translation from Turkish to English

tom yatar.
tom lies.

hasta yatakta yatar.
the patient lies in bed.

ayılar kış uykusuna yatar.
bears hibernate during the winter.

kim olduğumuzun temelinde bu yatar.
it's totally fundamental to who we are.

o, her zaman yatakta yatar.
she lay in bed all the time.

jane erken yatar erken kalkar.
jane goes to bed early and gets up early.

en büyük mutluluk, özgürlükte yatar.
the greatest happiness lies in freedom.

bazı yörelerde yaz ve kış uykusuna yatar.
this hibernation may come in the summer or the winter.

hayatta başarı, çalışkanlık ve uyanıklık içinde yatar.
success in life lies in diligence and vigilance.

geceleri orada yatar, ağlardım, çünkü hayalgücüm yaratıcılığa ulaşamıyordu.
and i would lie there crying at night because my imagination could not touch creativity.

kadın evine gittiğinde çocuğunu cinden kurtulmuş, yatakta yatar buldu.
and when she was come to her house, she found the devil gone out, and her daughter laid upon the bed.

ve karşımızdaki zorlukların kalbinde karşımızdaki zorlukların kalbinde yapabilirliğimizi ve zekamızı yeni baştan tanımlayabilmemiz yatar.
and at the heart of our challenges -- at the heart of the challenge is to reconstitute our sense of ability and of intelligence.

"yorgunsan niye yatmıyorsun?" "Çünkü şimdi yatarsam çok erken kalkarım"
"if you're tired, why don't you go to sleep?" "because if i go to sleep now i will wake up too early."