Results for karşımıza translation from Turkish to French

yabancı türler pek çok şekilde ve boyutta karşımıza çıkmaktadır.
les espèces exotiques prennent toutes les formes et ont toutes les tailles.

sihon bizimle savaşmak için yahesada bütün halkıyla karşımıza çıktı.
sihon sortit à notre rencontre, avec tout son peuple, pour nous combattre à jahats.

peki, karşımıza dikildiği zaman allah'ın azabından bizi kim kurtaracak?"
mais qui nous secourra de la rigueur d'allah si elle nous vient?»

ufak tefek detayları da çözdükten sonra sanırız panasonic süper kalitede bir ürün ile karşımıza çıkacaktır.
on peut faire quelques reproches au l1 mais si panasonic arrive à traiter ces petits défauts, ils auront un vrai "winner" en main.

bugün bir çok seçenekler arasında 8 gb bellek kartları dahi gerçekçi bir kapasite olarak karşımıza çıkıyor.
mais aujourd'hui, nous trouvons sur le marché des cartes qui atteignent des capacités de l'ordre de 8 go !

yahut umduğun gibi göğü, parçaparça üstümüze düşürmedikçe, yahut allah'la melekleri karşımıza getirmedikçe.
ou que tu fasses tomber sur nous, comme tu le prétends, le ciel en morceaux; ou que tu fasses venir allah et les anges en face de nous;

anti-shake sistemi konica minolta dimage z5'in ikinci büyük kozu olarak karşımıza çıkıyor.
ceci nous amène directement au deuxième point fort du z5 : le système anti-shake.

‹‹bundan sonra dönüp başana doğru ilerledik. başan kralı ogla ordusu bizimle savaşmak için edreide karşımıza çıktı.
nous nous tournâmes, et nous montâmes par le chemin de basan. og, roi de basan, sortit à notre rencontre, avec tout son peuple, pour nous combattre à Édréi.

"veya ileri sürdüğün gibi gökten üzerimize parçalar düşürmeli, yahut allah'ı ve melekleri karşımıza getirmelisin."
ou que tu fasses tomber sur nous, comme tu le prétends, le ciel en morceaux; ou que tu fasses venir allah et les anges en face de nous;

"yahut da iddia ettiğin gibi, göğü tepemize parça parça düşürmeli, ya da allah'ı ve melekleri karşımıza getirmelisin."
ou que tu fasses tomber sur nous, comme tu le prétends, le ciel en morceaux; ou que tu fasses venir allah et les anges en face de nous;

yahut zannettiğin gibi üzerimize gökten parçalar düşürmelisin, yahut allah'ı ve melekleri karşımıza getirmelisin (onlar senin doğru söylediğine şahidlik etmelidirler)!
ou que tu fasses tomber sur nous, comme tu le prétends, le ciel en morceaux; ou que tu fasses venir allah et les anges en face de nous;

Çünkü hiçbir canlı senin karşında aklanmaz.
n`entre pas en jugement avec ton serviteur! car aucun vivant n`est juste devant toi.