Aprendiendo a traducir con los ejemplos de traducciones humanas.
De: Traducción automática
Sugiera una traducción mejor
Calidad:
De traductores profesionales, empresas, páginas web y repositorios de traducción de libre uso.
die arbeit wird in die zehn wichtigsten horizontalen themen der politischen und ökologischen landschaft der europäischen union unterteilt:
Çalışma, avrupa birliği’nin politik ve çevresel ortamı içerisinde yer tutan on önemli çapraz kesişen konudan oluşmaktadır:
auch derjenige, der vom himmel wasser nach bestimmung fallen ließ, dann ließen wir damit eine tote landschaft erstehen.
allah gökten belli bir ölçüye göre su indirdi. biz onunla ölü bir memlekete yeniden hayat verdik.
es waren jedoch die traditionellen landwirtschaftlichen praktiken, die unsere landschaft geformt und die in ihr lebenden tiere und pflanzen geprägt haben.
bununla beraber, geleneksel tarım uygulamaları arazilerimizi şekillendirmiş ve burada yaşayan hayvan ve bitkilere etki etmiştir.
dann fuhren wir sie zu einer toten ortschaft, dann belebten wir damit die landschaft nach ihrem tod. solcherart ist die erweckung.
onlar bulutu kaldırır, derken onu ölü bir beldeye sevk ederiz ve onunla ölümünden sonra yeryüzüne hayat veririz.İşte ölülerin diriltilmesi de böyledir.
auch derjenige, der vom himmel wasser nach bestimmung fallen ließ, dann ließen wir damit eine tote landschaft erstehen. solcherart werdet ihr hervorgebracht.
gökten, bir ölçüye göre su indiren de o'dur. biz onunla ölü bir ülkeye hayat veririz.İşte siz de mezarlarınızdan öyle çıkarılacaksınız.
und als er es erreichte, wurde vom ufer des rechten tales in der von baraka erfüllten landschaft aus dem baum gerufen: "musa!
oraya gelince, kutlu yerdeki vadinin sağ yanındaki ağaç cihetinden: "ey musa!
damit wir mit ihm eine tote landschaft lebendig machen, und damitwir es zum trinken denen geben, die wir erschufen, an'am und vielen menschen.
ki biz (o suyla) ölü toprağa can verelim, yarattığımız nice hayvanlara ve insanlara su sağlayalım, diye.
wenn diese dann dicke regenwolken trugen, lassen wir ihn (den regen) zu einer toten landschaft treiben, dann lassen wir darauf das wasser herab.
bunlar ağırca bulutları kaldırıp yüklendiğinde, onları (kuraklıktan) ölmüş bir şehre sürükleyiveririz ve bununla oraya su indiririz de böylelikle bütün ürünlerden çıkarırız.