De traductores profesionales, empresas, páginas web y repositorios de traducción de libre uso.
encuentro a faltar un estabilizador de imagen óptico para compensar el problema de los ajustes iso altos.
yüksek iso değerlerindeki çekimlerde kalite dengesini sağlayacak olan görüntü sabitleme özelliğinin olmaması önemli bir eksiklik.
si les diera su merecido, les adelantaría el castigo. tienen, sin embargo, una cita a la que no podrán faltar.
kazandıklarına karşılık onları helak ediverse çabucak azap ederdi; fakat onlara vaadedilmiş mukadder bir zaman var, o zaman geldi mi, ondan başka sığınacak hiçbir makam bulamazlar.
podemos, naturalmente, ahorrar espacio fotografiando en formato jpeg, pero entonces encontraremos a faltar los amplios ajustes posibles en formato raw.
jpeg formatta çekim yaparak bellekten tasarruf edebilirsiniz ancak bu durumda da raw formatın sunduğu düzeltme esnekliklerinden yoksun kalıyorsunuz.
¿es que la alianza os ha resultado demasiado larga o habéis querido que vuestro señor se aíre con vosotros al faltar a lo que me habéis prometido?»
size (verilen) söz (ya da süre) pek uzun mu geldi? yoksa rabbinizden üzerinize kaçınılmaz bir gazabın inmesini mi istediniz de bana verdiğiniz sözden caydınız?"
si se está utilizando otro servidor web, no hay garantía de que proporcione las mismas variables; pueden faltar algunas, o proporcionar otras no listadas aquí.
in php 4.2.0 and later, the default set of predefined variables which are available in the global scope has changed.
de hecho, pocas cosas encontraremos a faltar en esta réflex digital de nikon, podrían ser únicamente la función de grabación de video y, relacionada con esta, live view.
son dönemlere kadar pek öne çıkmayan video kayıt fonksiyonu artık dslr fotoğraf makinelerinde gittikçe yaygın bir kullanım alanı bulmaya başladı.
dijo: «¡vete de aquí! en esta vida irás gritando: '¡no me toquéis!' se te ha fijado una cita a la que no faltarás. ¡y mira a tu dios, a cuyo culto tanto te has entregado! ¡hemos de quemarlo y dispersar sus cenizas por el mar!
git hadi dedi musa, hiç şüphe yok ki hayatta cezan, rastladığına yaklaşma, dokunma bana demendir ve sana bir de azap vaadedilmiştir ki değişmesine imkan yok; kulluğunda bulunup durduğun mabuduna bak da gör, onu biz yakacağız, sonra da kaldırıp denize atacağız.