Usted buscó: pedimos (Español - Turco)

no te pedimos sustento.
biz senden bir rızık istemiyoruz.

¿por qué no le pedimos consejo?
niçin onun tavsiyesini sormuyoruz?

le pedimos a hanako que tocara el piano.
biz hanako'nun piyano çalmasını rica ettik.

no te pedimos sustento. somos nosotros quienes te sustentamos.
biz senden rızık istemiyoruz, bilakis senin rızkın bize aittir.

"queremos raw"; lo pedimos todos cuando se presentó la g7.
g7 modelinin duyurusu yapıldığında hepimiz "raw format desteği istiyoruz" demiştik.

pedimos a los funcionarios que, por el amor de dios, vean nuestras condiciones».
yalvarıyoruz yetkililere, allah için gelsinler görsünler halimizi"

ayunamos, pues, y pedimos a nuestro dios acerca de esto; y él nos fue propicio
oruç tuttuk ve bu konuda tanrımıza yakardık. o da yakarışımızı yanıtladı.

¡prescribe a tu gente la azalá y persevera en ella! no te pedimos sustento.
ehline, namaz kılmalarını emret ve sen de devam et namaza.

y ésta es la confianza que tenemos delante de él: que si pedimos algo conforme a su voluntad, él nos oye
tanrının önünde güvenimiz şu ki, onun isteğine uygun ne dilersek bizi işitir.

para mantener internet libre y abierto, pedimos a las comunidades, empresas y países que reconozcan estos principios.
internet'i özgür ve açık tutmak için toplumlara, üreticilere ve devletlere bu prensipleri tanımaları için çağrı yapıyoruz.

si en cambio pedimos mucho a una cámara, sería mejor echar un vistazo a la exitosa gama réflex digital de nikon.
ama eğer bir kameradan çok şey bekliyorsanız nikon'un başarılı dslr ürün yelpazesine odaklanmanızı öneririm!

y lo hemos conseguido con la canon powershot g9, incluyendo además algunos ajustes que no son necesariamente mejoras; nosotros no pedimos más pixels.
ancak beraberinde pek de gerekli olmayan geliştirilmiş özellikler de vardı; örneğin, kesinlikle talep etmediğimiz, arttırılmış piksel çözünürlüğü gibi.

¡a cuántas ciudades, que desdeñaron la orden de su señor y de sus enviados, pedimos cuenta rigurosa e infligimos un castigo horroroso!
nice kent var ki rabbinin ve elçilerinin buyruğuna baş kaldırdı, biz de onu çetin bir hesaba çektik ve ona görülmemiş biçimde azabettik.

«¡no toquéis la hacienda del huérfano, sino de manera conveniente, hasta que alcance la madurez! ¡dad con equidad la medida y el peso justos! no pedimos a nadie sino según sus posibilidades. sed justos cuando declaréis, aun si se trata de un pariente! ¡sed fieles a la alianza con alá! esto os ha ordenado Él. quizás, así os dejéis amonestar».
ergenlik çağına gelinceye dek, en iyi bir şekilde olmadıkça yetimin malına yaklaşmayın ve ölçeği, teraziyi dosdoğru ölçüp tartın. hiçbir kimseye, kudretinden aşırı bir şey teklif edilmemiştir ve söz söylediğiniz zaman hısımınız bile olsa adaleti mutlaka gözetin ve allah'la ettiğiniz ahde vefa edin. İşte düşünüp öğüt almanız için bunları emretmiştir size.