De traductores profesionales, empresas, páginas web y repositorios de traducción de libre uso.
) ont fluctué, mais en suivant une tendance à la hausse.
1999-2004 döneminde, kokain ele geçirmelerinin sayısı (136) ab’de genel olarak artış gösterirken ele geçirilen miktarlar (137) yükselen bir eğilim içinde dalgalanmıştır.
en europe, une nouvelle tendance consiste, pour les autorités, à aborder collectivement les phénomènes
bu yaklaşım, bar ve gece kulüpleri gibi, hem sentetik ve uyarıcı uyuşturucular hem de alkol tüketilen ortamları hedef alan müdahaleler için özellikle önemlidir.
ces dernières années, l’oedt a relevé une tendance des pays européens à établir une distinction plus marquée
son yıllarda, emcdda avrupa ülkelerinin uyuşturucu kanunlarında uyuşturucu satan ya da ticaretini yapanlar ile bunları kullananlar arasında daha güçlü bir ayrım yapılmasına yönelik bir eğilim bulunduğunu rapor etmiştir.
des ménages plus petitsont tendance à être moins efficaces, nécessitant davantage de ressources par habitant (5) que familles plus grandes.
daha küçük haneler, daha az verimli olup, daha büyük hanelere göre kişi başına daha fazla kaynak (5) gerektirmektedir.
erreur de type 1: trouver quelque chose qui n’est pas présent, signifie identifier une tendance qui n’existe pas.
1. türde hata, orada olmayan bir şey bulunmasının mevcut olmayan bir eğilimin saptanmasına yol açacağı anlamına gelir.