Usted buscó: earthenware (Inglés - Turco)

Traducción automática

Aprendiendo a traducir con los ejemplos de traducciones humanas.

English

Turkish

Información

English

earthenware

Turkish

 

De: Traducción automática
Sugiera una traducción mejor
Calidad:

Contribuciones humanas

De traductores profesionales, empresas, páginas web y repositorios de traducción de libre uso.

Añadir una traducción

Inglés

Turco

Información

Inglés

he created man from clay like that of earthenware.

Turco

allah insanı, pişmiş bir çamura benzeyen bir balçıktan yarattı.

Última actualización: 2014-07-03
Frecuencia de uso: 1
Calidad:

Inglés

food is cooked in earthenware and copper pots on a stove heated with wood, which in turn warms up the showers.

Turco

yemekler, odun ocağında toprak ve bakır kaplar kullanılarak pişiriliyor ve ocağın ürettiği ısı, banyo için sıcak su sağlıyor.

Última actualización: 2016-01-20
Frecuencia de uso: 1
Calidad:

Inglés

he or she fries them in oil with onions and ground paprika, then oven-bakes the entire contents in a deep earthenware pot.

Turco

onları yağ ve soğan ve kırmızı pul biberle kavuruyor, ardından da bütün malzemeyi derin bir toprak kap içinde fırında pişiriyor.

Última actualización: 2016-01-20
Frecuencia de uso: 2
Calidad:

Inglés

traditionally, metal, wood, fabric, lacquerware, and earthenware were the main materials used, but later glass, leather or paper have sporadically been used.

Turco

geleneksel olarak, metal, ağaç, kumaş, lacquerware ve toprak gibi ana malzemeler kullanılır, fakat daha sonra cam, deri veya kâğıt seyrek olarak kullanılır.

Última actualización: 2016-03-03
Frecuencia de uso: 1
Calidad:

Inglés

houses evening and quiet: a bird trills in the poplar trees behind the house with the dark green door across the road. into the sky, the red earthenware and the galvanised iron chimneys thrust their cowls. the hoot of the steamers on the thames is plain. no wind; the trees merge, green with green; a car whirs by; footsteps and voices take their pitch in the key of dusk, far off and near, subdued. solid and square to the world the houses stand, their windows blocked with venetian blinds. not

Turco

evler akŞam ve sessiz: yolun karşısındaki koyu yeşil kapıyla evin arkasındaki kavak ağaçlarında bir kuş titriyor. kırmızı çanak çömlek ve galvanizli demir bacalar göğe doğru fırlıyor. thames'teki vapurların uğultusu gayet açık. rüzgar yok; ağaçlar birleşir, yeşille yeşil; bir araba vızıldıyor; ayak sesleri ve sesler, alacakaranlığın anahtarında, uzak ve yakın, bastırılmış olarak perdelerini alıyor. pencereleri jaluzilerle kapatılmış evlerin durduğu dünyaya sağlam ve kare. değil

Última actualización: 2021-06-19
Frecuencia de uso: 1
Calidad:

Referencia: Anónimo

Obtenga una traducción de calidad con
7,781,585,526 contribuciones humanas

Usuarios que están solicitando ayuda en este momento:



Utilizamos cookies para mejorar nuestros servicios. Al continuar navegando está aceptando su uso. Más información. De acuerdo