Usted buscó: let me get to know you first before that (Inglés - Turco)

let me get to know you and write your names down.
sizleri tanıyayım isimlerinizi yazayım.

let me get you a drink.
sana bir içki getireyim.

let me get you something to drink.
sana içecek bir şey alayım.

i want to know you
aksi halde seni siliyorum

i want to know you.
seni tanımak istiyorum.

glad i got to know you
iyi ki seni tanıdım

let me get my wallet.
cüzdanımı alayım.

first of all, let me get you to the end step.
herşeyden önce, sizi en sondaki bitiş basamağına götürmeme izin verin.

how did you get to know her?
onu nasıl tanıdın?

where did you get to know her?
onunla nerede tanıştın?

but let me get to the talk -- i see the clock is running.
fakat artık konuşmama başlamalıyım -- saatin ilerlediğini görüyorum.

because you don't need the get-to-know-you session at that point.
Çünkü bu noktada birbirini tanıma devresine ihtiyacin yok.

people started to get to know each other.
İnsanlar birbirlerini tanımaya başladılar.

i'm tryna get to know new people!
nerelisin

they don't have the time to get to know us.
bizi anlamak için yeterince zamanları yok.

and you meet someone you really like, you get to know her.
biriyle buluştun çok hoş görünüyorsun ve onunda hoş olduğunu biliyorsun.

and we learn to live together and to get to know one another.
ve biz birlikte yaşamayı ve birbirimizi tanımayı öğreniyoruz.

i was hoping you and i could get to know each other better.
senin ve benim birbirimizi daha iyi tanıyabileceğimizi umuyordum.

gowing: beekeeping is a great way to get to know a country.
gowing: arıcılık, bir ülkeyi tanımanın harika bir yolu.

or even better, "let me get one of the green kids who are already proficient in that concept to be the first line of attack and actually tutor their peer."
daha da iyisi, ''konuyu zaten iyi anlamış olan yeşillerden bir tanesini ilk yöntem olarak arkadaşına konuyu anlatması için teşvik edeyim.''