Usted buscó: maternal;maternal (Inglés - Turco)

maternal aunt-
teyze-

maternal behaviour
analık davranışı

maternal love is the greatest thing.
anne sevgisi en muhteşem şeydir.

maternal love is greater than anything else.
anne sevgisi her şeyden daha büyüktür.

her maternal grandparents were romanos i and theodora.
anne tarafından büyükbaba ve büyükannesi i. romanos ve theodora'dır.

the second item on the agenda is maternal mortality.
listenin ikinci sırasında, anne ölümleri var.

mitochondrial dna, tracing a purely maternal line of descent.
mitokondrial dna, sadece anne tarafını belirliyor.

his maternal grandparents were roman emperor augustus and his second wife scribonia.
anne tarafından dede ve ninesi roma İmparatoru augustus ve ikinci karısı scribonia'dır.

he was the son of zeno and ariadne, and maternal grandson of leo i and verina.
İmparator i. leo ile verina'nin kızı olan, ariadne ile zeno'nun oğludur.

lucius domitius ahenobarbus in 50 was adopted by his great maternal uncle and stepfather.
lucius domitius ahenobarbus, 50 yılında amcası ve aynı zamanda üvey babası olan cladius tarafından evlatlık edinildi.

*a homozygous mutation is an identical mutation of both the paternal and maternal alleles.
eğer mutasyon tamamen yeni bir fenotip oluşturursa bu durumda bu alel de hipermorf denir.

the world is increasingly seeing these programs as the bridge to comprehensive maternal and child health.
dünya, bu programların giderek anne ve... ...çocuk sağlığında bir köprü durumuna geldiğini görmektedir.

in the year of his birth, his maternal grandfather caesar augustus adopted him and his brother gaius caesar.
babasının öldüğü yıl (mÖ 12) roma İmparatoru sezar augustus tarafından, kardeşi gaius caesar ile birlikte evlat edinilmiştir.

plisetskaya was taken in by her maternal aunt, ballerina sulamith messerer, until her mother was released in 1941.
bu sıralarda maya, teyzesi balerin sulamith messerer tarafından evlat edinildi ve annesinin 1941'deki serbest bırakılışına kadar onunla kaldı.

this is a picture of a maternal health clinic in africa -- mothers coming, pregnant and with their babies.
bu, afrika'da bir anne sağlığı kliniğine... gelen annelerin, hamilelerin ve çocuklarının fotoğrafıdır.

he was brought up by his maternal great-uncle, antoine boucher, in the countryside of valois at mortefontaine.
amcası, antoine boucher'in yanında; valois bölgesinin kırsal kesimi olan mortefontaine'de yaşar.

alfred provides a maternal figure of unconditional love, despite the overall lack of focus on a mother figure in bruce's life.
alfred koşulsuz sevgi besleyen maternal bir figür olmasına rağmen genelde bruce'un hayatında eksikliği bulunan anne figürüdür.

he has a twin sister, loretta, and grew up in harlem, where he was raised by his maternal grandmother while his parents worked at several jobs.
loretta adından bir ikiz kız kardeşe sahip olan williams, ebeveynleri çeşitli işlerde çalışırken büyükannesinin yanında harlem'de büyüdü.

for women, maternal death during adolescence and being the only or youngest child or the only girl in the family increased the likelihood of same-sex marriage.
ergenlik dönemindeyken annenin ölümü, tek çocuk, en genç çocuk ya da tek kız çocuk olmak kadınların eşcinsel evlilik yapma ihtimalini arttırmaktadır.

even if you only cared about aids in africa, it might still be a good idea to invest in malaria, in combating poor indoor air quality, in improving maternal mortality rates.
umrunuzda olan tek şey arika'daki aids olsa bile, yine de sıtmaya, iyi havalandırmaya ve doğum sonrası ölümlerin önüne geçilmesi için mücadeleye yatırım yapmak iyi bir fikir olabilir.