Usted buscó: propensity (Inglés - Turco)

Traducción automática

Aprendiendo a traducir con los ejemplos de traducciones humanas.

English

Turkish

Información

English

propensity

Turkish

 

De: Traducción automática
Sugiera una traducción mejor
Calidad:

Contribuciones humanas

De traductores profesionales, empresas, páginas web y repositorios de traducción de libre uso.

Añadir una traducción

Inglés

Turco

Información

Inglés

tom had a propensity for looking the other way when spoken to.

Turco

tom'un, kendisiyle konuşulduğunda başka bir tarafa bakma huyu vardı.

Última actualización: 2014-02-01
Frecuencia de uso: 1
Calidad:

Inglés

consequently, the propensity for playing unethical games would be kept under control.

Turco

böylece ahlaksız oyunlar oynama eğilimi de kontrol altına alınmış olacaktır.

Última actualización: 2016-01-20
Frecuencia de uso: 1
Calidad:

Inglés

in other words, the propensity to find these patterns goes up when there's a lack of control.

Turco

bir başka deyişle, bu tip paternler görme eğilimi kontrol eksikliği olan durumlarda artıyor.

Última actualización: 2015-10-13
Frecuencia de uso: 1
Calidad:

Inglés

how do we deal with our deepest differences, given the human propensity for conflict at devising weapons of enormous destruction?

Turco

en derindeki farklılıklarımız ile, çatışmaya meyilli yapımız insan zekasıyla nasıl başa çıkacağız?

Última actualización: 2015-10-13
Frecuencia de uso: 1
Calidad:

Inglés

if you do this again and again, the propensity, the tendencies for anger to arise again will be less and less each time you dissolve it.

Turco

eğer bunu tekrarlarsanız, öfkenin tekrar ortaya çıkma eğilimi, siz onu her çözümlediğinizde daha az olacaktır.

Última actualización: 2015-10-13
Frecuencia de uso: 1
Calidad:

Inglés

so a lot of people are following this person -- very influential -- and they have a propensity to talk about what's on tv.

Turco

bu nedenle pek çok kişi bu kişiyi takip ediyor -- çok etkili birisi-- ve genelde de tv'de olan şeyler hakkında konuşmaya eğilimliler.

Última actualización: 2015-10-13
Frecuencia de uso: 1
Calidad:

Inglés

the same applies to mass-media campaigns, which can carry risks of increasing the propensity for substance use (21).

Turco

yine de, uyuşturucu tedavisinin finansmanı çoğunlukla kamu bütçesinden sağlanmakta ya da sosyal sigortalara veya sağlık sigortalarına bağlı olarak sunulmaktadır.

Última actualización: 2014-02-06
Frecuencia de uso: 1
Calidad:

Inglés

moreover, the fight against terrorism increases the propensity of national governments to reinforce their local means of response, which involves locally-controlled industrial firms.

Turco

ayrıca terörizme karşı verilen savaş nedeniyle ulusal hükümetler, yerel olarak kontrol edilen sanayi şirketleri aracılığıyla yerel tepki mekanizmalarını kuvvetlendirmeye giderek daha meyilli hale geliyor.

Última actualización: 2016-01-20
Frecuencia de uso: 1
Calidad:

Inglés

what is not in dispute, however, is the propensity among citizens – especially youth – to migrate and seek work abroad, due to the high wage differentials.

Turco

fakat tartışma götürmeyen bir gerçek var: başta gençler olmak üzere, vatandaşlar arasında yüksek ücret farklarından dolayı yurtdışına göç ederek buralarda çalışma eğilimi giderek artıyor.

Última actualización: 2016-01-20
Frecuencia de uso: 1
Calidad:

Inglés

now, if you assume that this greater cross wiring and concepts are also in different parts of the brain, then it's going to create a greater propensity towards metaphorical thinking and creativity in people with synesthesia.

Turco

Şimdi, eğer daha büyük çapraz bağlantıların ve kavramların beynin farklı bölgelerinde olduğunu varsayarsak o zaman sinestezik bireylerde mecazi düşünce ve yaratıcılığa doğru daha büyük bir meyil olcaktır.

Última actualización: 2015-10-13
Frecuencia de uso: 1
Calidad:

Inglés

in view of the demographic ageing in europe and the increasing propensity (because of wage differentials) of bulgarians and romanians to work abroad, the export of labor may offer a venue for alleviating or averting a major social crisis.

Turco

avrupa'daki demografik yaşlanma ve bulgarlarla romenlerin (ücret farklılıkları nedeniyle) yurtdışında çalışmaya yönelik artan istekleri göz önüne alındığında, iş gücü ihracatı, büyük bir toplumsal krizi yatıştırmak ya da engellemek açısından bir fırsat olabilir.

Última actualización: 2016-01-20
Frecuencia de uso: 2
Calidad:

Inglés

"the opportunity was missed both due to weakness within the judiciary and due to propensity of the people in power or close to power towards using media at a poor professional level when it suits their narrow interests," the ngo said in a statement.

Turco

stk yaptığı açıklamada, "gerek yargı içindeki zayıflık gerekse iktidardaki veya iktidara yakın kişilerin dar çıkarlarına uyduğunda medyayı zayıf bir profesyonel seviyeye doğru kullanma eğilimleri yüzünden fırsat kaçırıldı," dedi.

Última actualización: 2016-01-20
Frecuencia de uso: 1
Calidad:

Advertencia: contiene formato HTML invisible

Obtenga una traducción de calidad con
7,793,998,660 contribuciones humanas

Usuarios que están solicitando ayuda en este momento:



Utilizamos cookies para mejorar nuestros servicios. Al continuar navegando está aceptando su uso. Más información. De acuerdo