Usted buscó: tremendous (Inglés - Turco)

on a tremendous day,
büyük bir günde

for a tremendous day -
büyük bir günde

tremendous and beautiful discovery.
Çok büyük ve güzel bir keşif.

say: it is tremendous tidings
de ki: "bu (kur'an), büyük bir haberdir."

it's a tremendous improvement.
bu çok büyük bir gelişme.

he is the sublime, the tremendous.
o yücedir, büyüktür.

and who have plotted a tremendous plot
"ve büyük büyük hileli-düzenler kurdular."

and this has unleashed tremendous energy.
bu da muazzam bir enerji patlamasına yol açmış durumda.

"and they have devised a tremendous plot.
"ve hatta büyük tuzaklar kurdular."

and he showed him the tremendous token.
(musa) ona büyük mucizeyi gösterdi.

and he would have tremendous fun doing that.
ve bunu yaparken çok eğlenirdi.

it doesn't require a tremendous thing.
bunun için büyük birşeye ihtiyacımız yok.

"we, the international partners... have witnessed tremendous changes.
demokratik ve çok ırklı bir toplum olarak parlak bir gelecek inşa etmeye başladınız. "dedi.

seven children per family -- tremendous growth at 3.3 percent.
aile başında ortalama 7 çocuk düşüyordu. yüzde 3.3 seviyesinde müthiş bir büyüme vardı.