Usted buscó: introduxit (Latín - Turco)

et vespere filiam suam liam introduxit ad eu
gece kızı leayı yakupa götürdü. yakup onunla yattı.

introduxit me in cellam vinariam ordinavit in me caritate
Üzerimdeki sancağı aşktı.

fecit ille sicut fuerat imperatum et introduxit viros domu
kâhya yusufun buyurduğu gibi onları yusufun evine götürdü.

et introduxit me ad ostium atrii et vidi et ecce foramen unum in pariet
beni avlunun giriş bölümüne getirdi. baktım, duvarda bir delik gördüm.

et introduxit ad locum istum et tradidit nobis terram lacte et melle manante
bizi buraya getirdi; bu toprakları, süt ve bal akan ülkeyi bize verdi.

et introduxit me ad portam quae respiciebat ad aquilonem et mensus est secundum mensuras superiore
sonra adam beni kuzey kapısına götürdü. kapıyı ölçtü. Ölçüleri öbürlerinin aynısıydı.

et introduxit me in atrium interius per viam orientalem et mensus est portam secundum mensuras superiore
adam beni doğudaki iç avluya götürdü. oradaki kapıyı ölçtü. Ölçüleri öbürlerinin aynısıydı.

conpletis itaque diebus post quos dixerat rex ut introducerentur introduxit eos praepositus eunuchorum in conspectu nabuchodonoso
kralın belirlediği süre tamamlanınca, saray görevlileri yöneticisi gençleri nebukadnessara götürdü.

et introduxit me in templum et mensus est frontes sex cubitos latitudinis hinc et sex cubitos latitudinis inde latitudinem tabernacul
bundan sonra adam beni tapınağın ana bölümüne götürüp kapı sövelerini ölçtü. sövelerinfö genişliği her yandan altı arşındı.

cumque regressus esset david percusso philistheo tulit eum abner et introduxit coram saul caput philisthei habentem in man
davut golyatı öldürüp ordugaha döner dönmez, avner onu alıp saula götürdü. golyatın kesik başı davutun elindeydi.

et introduxit eum hospitium ac destravit camelos deditque paleas et faenum et aquam ad lavandos pedes camelorum et virorum qui venerant cum e
böylece adam eve girdi. lavan develerin kolanlarını çözdü, onlara saman ve yem verdi. adamla yanındakilere ayaklarını yıkamaları için su getirdi.

et introduxit me per ingressum qui erat ex latere portae in gazofilacia sanctuarii ad sacerdotes quae respiciebant ad aquilonem et erat ibi locus vergens ad occidente
bundan sonra adam beni kapı yanındaki girişten kuzeye bakan, kâhinlere ait kutsal odalara getirdi. bana batıda bir yer gösterdi.

adsumens itaque samuhel saulem et puerum eius introduxit eos in triclinium et dedit eis locum in capite eorum qui fuerant invitati erant enim quasi triginta vir
samuel saul ile hizmetkârını alıp yemek odasına götürdü; yaklaşık otuz çağrılı arasında ilk sırayı onlara verdi.

anno autem septimo misit ioiada et adsumens centuriones et milites introduxit ad se in templum domini pepigitque cum eis foedus et adiurans eos in domo domini ostendit eis filium regi
yedinci yıl yehoyada haber gönderip karyalılarınfö ve muhafızların yüzbaşılarını çağırttı. onları rabbin tapınağında toplayarak onlarla bir antlaşma yaptı. hepsine rabbin tapınağında ant içirdikten sonra kralın oğlu yoaşı kendilerine gösterdi.

et introduxit me in atrium domus domini interius et ecce in ostio templi domini inter vestibulum et altare quasi viginti quinque viri dorsa habentes contra templum domini et facies ad orientem et adorabant ad ortum soli
beni rabbin tapınağının iç avlusuna götürdü. tapınağın girişinde, eyvanla sunak arasında yirmi beş kadar adam vardı. sırtlarını rabbin tapınağına, yüzlerini doğuya dönmüş, güneşe tapınıyorlardı.

et elevavit me spiritus et introduxit me ad portam domus domini orientalem quae respicit solis ortum et ecce in introitu portae viginti quinque viri et vidi in medio eorum hiezoniam filium azur et pheltiam filium banaiae principes popul
ruh beni yine yukarıya kaldırıp rabbin tapınağının doğu kapısına götürdü. kapının giriş bölümünde yirmi beş adam vardı. aralarında halkın önderlerinden azzur oğlu yaazanyayı, benaya oğlu pelatyayı gördüm.