Usted buscó: apogeu (Portugués - Turco)

apogeu
doruk

atingirei o apogeu
büyük ihtimal adıma türbe dikecek!

apogeu, não apache.
apaçi demedim.

- nós somos o apogeu.
zirvedeyiz!

o apogeu do meu ofício.
zanaatımın doruk noktası.

19 graus depois de apogeu.
zirveyi 19 derece geçti.

- a noite está no seu apogeu.
- bu gece mi?

o apogeu de uma dança moderna.
modern dansın tepe noktası.

É o apogeu da comida humana!
İnsan yemeklerinin kutsal kase'si!

o apogeu como os índios, certo?
kızılderililer gibi, değil mi?

a gaiola não pode ser o nosso apogeu.
kafes gösterinin doruğu olamaz.

É, poderíamos usar isso como o apogeu do show.
evet, bunu gösterinin doruğu olarak kullanabilirdik.

- então, qual o apogeu do nosso show?
- gösterimizin yeni doruğu ne olacak? - gösteri?

"secou no seu apogeu, naquela árvore."
"...en güzel zamanında nasıl solar dalında."

o meu cabelo foi raspado no apogeu da juventude.
saç kesimim gençliğin tercihidir.

e, o niklaus foi quem a sentiu no seu apogeu.
bu açlığı en ağır yaşayan niklaus oldu.

este concerto seria o apogeu da minha distinta carreira.
bu konser kariyerimde bir dönüm noktası olabilirdi.

no decorrer de julho, o degelo atinge o seu apogeu.
temmuz ayının sonuna doğru büyük erime doruk noktasına ulaşır.

admiro a forma como fez o caminho para o apogeu político.
siyaset yaşamınızda başarılarınızın devamını temenni ederim..

mesmo no meu apogeu, eu não teria pensado em algo assim.
en iyi dönemimde bile bu kadar ileri hamleleri düşünemezdim.