Usted buscó: bir tek seni sevdim gerisi yalan (Turco - Español)

ben bir tek çocuğum.
soy hijo único.

İlahınız bir tek tanrıdır.
vuestro dios es un dios uno.

benimse bir tek koyunum var.
dijo: '¡confíamela!'

doğrusu bir tek çığlık yetecektir.
no habrá más que un solo grito

İlahınız bir tek allah'tır.
vuestro dios es un dios uno.

odur ki sizi bir tek nefisten inşa etti.
y Él es quien os ha creado de una sola persona.

"İlahları bir tek ilah mı yaptı?
¡quiere reducir los dioses a un dios uno?

"İlâhları, bir tek ilâh mı kılmış?
¡quiere reducir los dioses a un dios uno?

"İlahları bir tek tanrı mı yapmış?
¡quiere reducir los dioses a un dios uno?

bunlar, onması olmayan bir tek patlama bekliyorlar.
no esperarán éstos más que un solo grito, que no se repetirá.

eğer allah dileseydi bütün insanları bir tek ümmet yapardı.
alá, si hubiera querido, habría hecho de ellos una sola comunidad.

İnsanlar sadece bir tek ümmetti, sonradan ayrılığa düştüler.
la humanidad no constituía sino una sola comunidad.

tanrınız bir tek tanrıdır, yalnız o'na teslim olun.
vuestro dios es un dios uno. ¡someteos, pues, a Él!

o, sizi bir tek nefisten (Âdem'den) yaratandır.
y Él es quien os ha creado de una sola persona.

nûh dedi ki: "yeryüzünde kafirlerden bir tek kişi bırakma."
noé dijo: «¡señor! ¡no dejes en la tierra a ningún infiel con vida!

günah sunusu için bir teke;
un macho cabrío para el sacrificio por el pecado

allah, "İki tanrı edinmeyin, o ancak bir tek tanrı'dır.
alá ha dicho: «¡no toméis a dos dioses! ¡Él es sólo un dios uno!

de ki: o allah bir tektir.
di: «¡Él es alá, uno,

emrimiz bir tektir, bir göz kırpma gibidir.
nuestra orden no consiste sino en una sola palabra, como un abrir y cerrar de ojos.

(ancak onlara) yalnızca bir tek çığlık (yetti); anında sönüverdiler.
no hubo más que un solo grito y ¡helos sin vida!