Usted buscó: beni nasıl anlıyorsun yani yazdıklarımı (Turco - Inglés)

beni nasıl buldun?
how did you find me?

beni nasıl değiştirdi, söyleyeyim:
well, here's how it changed me.

beni nasıl idare edeceğini biliyorsun.
you know how to manipulate me.

onların beni nasıl etkilediklerini bilmek isterim.
i want to know how they impact me.

benden nasıl sır saklarsın?
you dare to keep secrets from me?

bense, nasıl göründüğünü beğenmiyorum.
it's just that i don't like how it looks.

a.j. jacobs: sağlıklı yaşam beni nasıl neredeyse öldürüyordu
a.j. jacobs: how healthy living nearly killed me

“bana ihtiyarlık gelip çatmışken, artık beni nasıl tebşir edersiniz?”
so upon what do you convey glad tidings?” (* prophet ibrahim said this out of surprise.)

"rabbim, benim nasıl bir oğlum olabilir?
he said, ‘my lord!

tabii benim akademik, güvensiz yanım şöyleydi: "beni nasıl tanıtacaksın dedin?"
and of course, the academic, insecure part of me was like, "you're going to call me a what?"

dedi ki: "rabbim, benim nasıl çocuğum olur?
he said: "o my lord!

meryem, ya rabbi demişti, benim nasıl çocuğum olabilir?
'lord' she said, 'how can i bear a child when no human being has touched me' he replied: 'such is the will of allah.

zekeriyya: "ey rabbim, benim nasıl oğlum olabilir?
he said, “my lord!

(zekeriyya): "rabbim, dedi benim nasıl oğlum olur?
he said, ‘my lord!

dedi ki: "rabbim, bana bir beşer dokunmamışken benim nasıl çocuğum olur?"
"lord," she said, "how can i have a child when no man has touched me?"

(zekeriyya): "rabbim, dedi benim nasıl oğlum olur? karım da kısırdır.
"how can i have a son, o lord" he said, "when my wife is barren and i am old and decrepit?"

"rabbim, benim nasıl bir oğlum olabilir? karım kısır, bense alabildiğine yaşlıyım," dedi.
"how can i have a son, o lord" he said, "when my wife is barren and i am old and decrepit?"