Usted buscó: merhem (Turco - Inglés)

denizi merhem çömleği gibi karıştırır.
he maketh the deep to boil like a pot: he maketh the sea like a pot of ointment.

yarasına merhem sürün, belki iyileşir.
babylon is suddenly fallen and destroyed: howl for her; take balm for her pain, if so she may be healed.

yaraya merhem / sprey vb. bir uygulama yapılmamalıdır.
any application such ointment / spray to the wound should not be made.

olağanüstü sarı saçlı rosa'nın öldürülmesinin ardından, doktorlar onu merhem ve ölüler için özel madde ile korudular.
after the breathtaking green-haired rosa is murdered, the doctors preserve her with unguents and morticians' paste.

her yıl yakalanan bazı bireylerin et ve yağları eklem ve romatizma ağrılarına karşı merhem, afrodizyak ve yayınbalığı için yem olarak kullanılır.
some individuals are still taken each year and their oil and meat used as a liniment, as an aphrodisiac, and as bait for catfish.

biz de, köpek besinine eklenen anti-anjiogenik ilaçlardan oluşan bir karışım ile, tümörün üzerine sürelecek bir merhem verdik.
so we created a cocktail of antiangiogenic drugs that could be mixed into his dog food as well as an antiangiogenic cream that could be applied on the surface of the tumor.

buradan hareketle anubis mumyalama tanrısı olduğunda, merhem (veya koku) tanrıçası olarak bast onun karısı olarak addedilmiştir.
the association of bast as mother of anubis, was broken years later when anubis became identified as the son of nephthys.

zengin olmak için benden ateşte arıtılmış altın, giyinip çıplaklığının ayıbını örtmek için beyaz giysiler, görmek için gözlerine sürmek üzere merhem satın almanı salık veriyorum.
i counsel thee to buy of me gold tried in the fire, that thou mayest be rich; and white raiment, that thou mayest be clothed, and that the shame of thy nakedness do not appear; and anoint thine eyes with eyesalve, that thou mayest see.

tedaviye başladığımızda, zaten lemf bezlerine sıçramıştı; biz de dudak için anti-anjigenik merhem ile, ağızdan alınan bir karışım kullarak, hem dahili, hem de harici tedavi uyguladık.
it had already spread to his lymph nodes, so we used an antiangiogenic skin cream for the lip and an oral cocktail, so we could treat from the inside as well as the outside.