Usted buscó: sınırlandırmak (Turco - Inglés)

hareketli direğin hareketini sınırlandırmak üzere ayarlanabilir pimler temin edilecektir.
adjustable pins are provided to limit over travel of moving post.

hata durumlarında maks. stimülasyon frekansını sınırlandırmak için yüksek hız korumasını kullanın.
use high rate protection to limit the maximum stimulation frequency in error situations

son olarak köprünün uzunlamasına hareket kapasitesini sınırlandırmak için hidrolik tampon sistemi seçilmiştir.
finally, the hydraulic buffer system is selected to limit the longitudinal movement capacity of the bridge.

genişletme derzlerinin boyutunu sınırlandırmak ve büyüj uzunlamasına hareketi azaltmak için kapsamlı bir çalışma gerçekleştirilmiştir.
in order to limit the size of expansion joints and reduce the large longitudinal movement, the comprehensive study has been performed.

macar şirket, surgutneftegaz’ın etkisini sınırlandırmak için hissedarların oy verme kurallarında değişiklik yaptı.
to limit surgutneftegaz's influence, the hungarian company changed its shareholder voting rules.

polis, cenazesine katılmak isteyenlere ulaşımı sınırlandırmak için çalıştı, ama binlerce köylü cenazesinde sokakları doldurdular.
the police tried to limit access to his funeral procession, but thousands of peasants lined the streets.

Şarj pompası tasarımı, genliğin üst aralığını sınırlandırmak için değer üzerinde maksimum sabit-x faktörüne sahiptir.
charge pump design has maximum constant-x factor on value, to limit upper range of amplitude

doğrudan norma uygulamaları ile verilen gerçekçi olmayan yük durumlarını önlemek ve analiz sayısını sınırlandırmak amacıyla tasarım ekibi dört adet gerçekçi sıcaklık yük durumu yapılandırmıştır.
to avoid unrealistic load cases a given by direct norms applications and to limit the number of analyses, the design team has built four realistic temperature load cases.

enine sabitlik, diğer bir ifadeyle, rüzgar yatağı, köprü tabliyesinin enine hareketini sınırlandırmak üzere her bir pilonda ve her iki ankrajda sağlanacaktır.
transverse fixity, namely wind bearing will be provided at each pylon and at both anchorages to limit transverse movement of bridge deck.

kullanıcı isteğe bağlı olarak tcpdump tarafından görülen paketlerin sayısını sınırlandırmak için bir bpf tabanlı filtre uygulayabilir; bu trafik hacmi yüksek olan ağlarda daha kullanışlı çıktı verir.
the user may optionally apply a bpf-based filter to limit the number of packets seen by tcpdump; this renders the output more usable on networks with a high volume of traffic.

değişimi, sanayileşme öncesi seviyesinden en fazla + 2 °c artacak şekilde sınırlandırmak amacıyla ab tarafından önerilen hedeflerin sağlanması için küresel hedeften daha fazla sera gazı azaltımları gerekmektedir.
substantial further greenhouse gas emission reductions are needed globally to achieve the target proposed by the eu for limiting change to a maximum temperature increase of + 2 °c above pre-industrial level.

• uuim’nin çalışmalarının kapsamını, söz gelimi emcdda ve unodc gibi uluslar üstü ve uluslararası örgütlerin çalışmalarının kapsamıyla tutarlı olması için, yasadışı uyuşturucularla sınırlandırmak;
• limiting the scope of the ndo’s work to illicit drugs, for instance to remain consistent with the scope of the work of supranational and international organisations such the emcdda and unodc;

tpn kullanımı sırasında hiperglisemi gelişimini önlemeye yönelik önlemlerden biri olarak tpn'de dekstroz yükünü 150 -200 g/gün ile sınırlandırmak makul olsa da, glukoz yükündeki farklılıkların hiperglisemi riskini azaltıp azaltmadığını ve kritik hastalarda klinik sonucu iyileştirip iyileştirmediğini belirlemek için prospektif randomize çalışmalara ihtiyaç vardır.
although it may be reasonable to limit dextrose load in tpn to 150–200 g/d as one of the measures to prevent the development of hyperglycemia during tpn use, prospective randomized studies are needed to determine if the differences in glucose load reduces the risk of hyperglycemia and improves clinical outcome in critically ill patients.