Usted buscó: sen görüşmek istemiyorsun joan (Turco - Inglés)

seninle görüşmek isteyen biri var.
there's somebody who wants to meet you.

bay miller diye biri seninle görüşmek istiyor.
a mr. miller wants to see you.

lütfen gel. gerçekten seninle görüşmek istiyorum.
please come. i really want to meet you.

seninle görüşmek istediğim karışık bir sorunum var.
i have a complicated matter i want to discuss with you.

sana bir uyarıda bulunmak için seninle görüşmek zorunda kaldım.
i had to see you to give you a warning.

selimi, "kolay değil, çünkü ruslar bizimle açıkça görüşmek istemiyor ...
"it is not easy because the russians refuse to meet us publicly. ...

frans de waal, sana teşekkür ederim, her nerdeysen, seni seviyorum ve seninle görüşmek için her şeyimi veririm.
thank you frans de waal, wherever you are, i love you and i'd give anything to meet you.

güvenden bahsetmişken, "yalan gözcülüğü" adlı kitabı yazdığımdan beri kimse benimle yüz yüze görüşmek istemiyor, hayır.
now speaking of trust, ever since i wrote this book, "liespotting," no one wants to meet me in person anymore, no, no, no, no, no.

terziç, sözlerinin devamında şunları söyledi: "aylarca önce ak'de hiç kimse bu konuyu bizimle görüşmek istemiyordu.
"several months ago no one in the ec wanted to discuss the issue with us.

avrupa komisyonu'nun somut şartları bizlere yakında sunacağına söz verdi. "terziç, sözlerinin devamında şunları söyledi:" aylarca önce ak'de hiç kimse bu konuyu bizimle görüşmek istemiyordu.
he promised that the european commission would submit the concrete requirements for us pretty soon. "" several months ago no one in the ec wanted to discuss the issue with us.