Usted buscó: seni nasıl görebilirim peki aastha (Turco - Inglés)

seni nasıl görebilirim?
how can i see you?

seni nasıl eklemiş
how did they include you

seni nasıl da özledim!
how i've missed you!

seni nasıl gücendirdiğimi bilmiyorum.
i don't know how i've offended you.

annen seni nasıl çağırır?
what does your mother call you?

nasıl görebilirlerdi?
but, how would they see?

bunu nasıl görebilirlerdi?
how could they see this?

biz onların (seni) nasıl vasıflandıracaklarını biliyoruz.
we are aware of what they describe.

ali efe bu konular hakkında konuşmak seni nasıl etkiliyor?
ali efe, how does it affect you to talk about these issues?

dikkat et, seni nasıl da tanımlayarak sapıyorlar ve artık bir daha yol bulamazlar
behold! how they propound similitudes for thee! they have strayed and cannot find a way.

birinin gelip senin sanatını alıp onunla böyle şeyler yapması seni nasıl hissettiriyor?
how does it feel to see someone like this come along taking your art and doing so much with it?

kötülüğü en güzel şeyle sav. biz onların (seni) nasıl vasıflandıracaklarını biliyoruz.
repel evil by what is best; we know best what they describe.

aradı ve şöyle dedi: "broşürde seni nasıl tanıtacağım konusunda zorluk yaşıyorum."
and she called, and she said, "i'm really struggling with how to write about you on the little flier."

bu yüzden, hesaplama yapmaya başladık, 10 sente nasıl ulaşabilirdik?
so we started out trying to figure out. how do we get to 10 cents?

dilesek, gözlerini kör ederdik de yol bulmağa çalışırlardı. nasıl görebilirlerdi?
and had we willed, we could have quenched their eyes so they would rush towards the path, unable to see a thing.

ve dileseydik onları kör ederdik de doğru yolu ararlar, bulamazlardı, nasıl görebilirlerdi ki?
and had we willed, we could have quenched their eyes so they would rush towards the path, unable to see a thing.

sesin kalitesini ya da sesin nasıl duyulduğunu, benim tabirimle sesin, tonun rengini, ya da diğer şeyleri söyleyemezler.
the sound quality, or the sound of the sound is how i like to describe timbre, tone color -- they cannot tell these things whatsoever.

eğer dileseydik gözlerini dümdüz, silme kör ederdik, o zaman yola dökülür, hidayete ulaşmak için yarışırlardı.fakat o takdirde nasıl görebilirlerdi?
and had we willed, we could have quenched their eyes so they would rush towards the path, unable to see a thing.

harika bir tatil geçirdim. seninki nasıldı?
i had a great vacation. how was yours?