Usted buscó: turk bir dev (Turco - Inglés)

bu bir dev araç gösterisi.
this is a monster truck show.

bu bir dev ördek gagalı dinozor.
it's a giant duck-bill dinosaur.

nancy daha önce bir dev panda görmemişti.
nancy had never seen a giant panda before.

onu getirene bir deve yükü ödül var.
"he who brings it shall have a camel-load of corn.

kim onu getirirse ona bir deve yükü ödül verilecektir.
"he who brings it shall have a camel-load of corn.

onu getirene bir deve yükü (mükafat) var.
"he who brings it shall have a camel-load of corn.

kardeşimizi koruruz. bir deve yükü zahire de ilave ederiz.
look, even our goods have been given back to us, so we shall go now and bring supplies for our family, we shall protect our brother, and bring another camel-load of corn.

onu getirene bir deve yükü ödül var. kefili benim."
'whosoever restores it shall have a camelload, that i guarantee'

onu getirene bir deve yükü ödül var. buna ben kefilim.” dedi.
'whosoever restores it shall have a camelload, that i guarantee'

ailemizin geçimini sağlar, kardeşimizi korur ve bir deve yükü daha erzak alırız.
look, even our goods have been given back to us, so we shall go now and bring supplies for our family, we shall protect our brother, and bring another camel-load of corn.

"kralın su tasını kaybettik. kim onu getirirse ona bir deve yükü ödül verilecektir.
they said, “we cannot find the king’s cup, and for him who brings it is a camel-load, and i am its guarantor.”

bir deve yükü zahire de ilave ederiz. zaten şu aldığımız az bir miktardır."
and we will obtain supplies for our family and protect our brother and obtain an increase of a camel's load; that is an easy measurement."

dediler: "kralın su tasını kaybettik. onu getirene bir deve yükü ödül var.
they said, “we cannot find the king’s cup, and for him who brings it is a camel-load, and i am its guarantor.”

kralın su kabını arıyoruz; onu getirene bir deve yükü (bahşiş) var dediler.
"we miss the royal measuring bowl," he replied. "he who brings it shall have a camel-load of corn.

yine ailemize yiyecek getiririz. kardeşimizi koruruz, bir deve yükü de fazla (azık) alırız.
look, even our goods have been given back to us, so we shall go now and bring supplies for our family, we shall protect our brother, and bring another camel-load of corn.