Usted buscó: yani bu hayattan ne istiyorsunuz (Turco - Inglés)

ne istiyorsunuz?
what are you going to have?

bizden ne istiyorsunuz?
what do you want from us?

kahvaltı için ne istiyorsunuz?
what would you like for breakfast?

akşam yemeği için ne istiyorsunuz?
what would you like for supper?

ne istiyorsun?
what do you want?

daha ne istiyoruz.
they said: "o our father!

bu hayatını kurtarabilir.
it may save your life.

başka ne istiyorsun?
what else do you want?

bu hayatınızın bir parçası.
it's part of your life.

bu hayatı yaşamaktan bıktım.
i'm tired from living this life.

bu hayatımın en güzel günüydü.
that was the best day of my life.

bu hayatta, nasıl olsa ölüyüz.
in this life, we're dead anyway.

birisi bu hayatın sadece bir defa yaşandığına,
one believes this is the one and only life.

adalet kavramı, hayatlarımızın sınırlarını çizer ve bu hayatta nelerin doğru nelerin yanlış olduğunu ne yapmamız gerektiğini belirler.
the idea of justice, which gives boundaries to our lives and gives us a feeling of what's right about life, what's right about living, what should we be doing, social justice.

kendi hayatımızın ne kadar önemli olduğunu birbirimize anlatırız.
the stories we tell ourselves about our own lives matter.

dediler ki: ey babamız! daha ne istiyoruz.
they said, “father, what more do we want?

“keşke sağlığımda bu hayatım için hazırlık yapsaydım!” der.
he shall say, 'o would that i had forwarded for my life!'

"İyi bir hayat nelerden oluşur?"
"what is worth dying for?"