Usted buscó: karşılıyor (Turco - Japonés)

verilen emekleri karşılıyor.
かなり良い条件だ

- elçiler rampada karşılıyor.
ユナイテッドの代表が ランプで彼と落ち合う

- nasıl karşılıyor bunları?
何かあった？

tüm kriterleri karşılıyor efendim.
基準を満たしています

majesteleri bunu nasıl karşılıyor?
女王陛下は何と？

oyunculuk benim rekabet ihtiyacımı karşılıyor.
僕は闘争心が強いんだ

bütün roma dönüşünüzü sevinçle karşılıyor sezar.
すべてのローマは、あなたのリターン、シーザーに喜ぶ。

senin deneylerini de bu karşılıyor. Çaktın mı?
君の研究にもだ 分かりましたか？

burada olmamızın tek sebebi bu. tüm bu partiyi bu karşılıyor.
これが唯一の目的だ みんなの給料もここから出る

kan dökmek, sonsuz gibi görünen organ ihtiyaçlarını karşılıyor."
"この忌避すべき虐殺は 恐ろしい取引に供給する為に行われている"

nükleer santraller ülkemizin elektrik ihtiyacının %20'sini karşılıyor.
どんなふうに動いてるのかな? この可愛いご婦人方は ウラニウム燃料棒だよ

sigortaları tedaviyi karşılıyor ama değişimi karşılar mı bilmiyorlar. serum bağla.
他の薬にしたいと でもaztの残額が...

hyhy İşletme'de yüksek lisans yapıyor. Üniversite masraflarını turnuva kazançlarıyla karşılıyor.
hyhy は経営学修士課程を履修中 大学の学費は賞金で払っている

sigorta poliçen en fazla 200.000 doları karşılıyor. - ceza davası kabul edilirse...
保険の補償額は20万ドルよ もし原告が...

anlatmak istediğim, iddiaya girerim ki burada yazdığına göre bir veritabanı var ve tüm anahtarlar birbirini karşılıyor.
俺が言いたいのは 彼らはデータがあり 鍵の在処が正確に分る 同じ鍵が登録されているはずだ

eğer "enerji" derken, doğu kıyı şeridinin yarısının elektiriğini karşılıyor demek istediysen, evet.
エネルギーは彼の判断能力です- はい。

elise vogelsong paha biçilemeyen ünlü vogelsong madalyası ile geleneksel vogelsong vakfı yemeği için gelen yabancı ülkelerin ileri gelenlerini karşılıyor.
［エリス・フォガルソンが］ ［毎年恒例のフォガルソン財団の］ ［夕食会に海外の高官達を招きました］

- düşündürücü derece olgun karşılıyorsunuz.
- 素晴らしい捉え方だ