Vous avez cherché: i can't show you right now (Anglais - Turc)

i can't come right now.
ben şu anda gelemem.

i can't show you.
sana gösteremem.

i can't ask tom right now.
Şimdi tom'a soru soramam.

i can't deal with tom right now.
Şimdi tom'la ilgilenemem.

i need you right now.
sana şimdi ihtiyacım var.

i can't think straight right now.
Şu anda düzgün düşünemiyorum.

i can't come to the phone right now.
Şu anda telefona gelemem.

i'm sorry but i can't come right now
özür dilerim ama şu anda gelemem

dp: right, i can't really talk right now.
dp: Şu anda seninle gerçekten konuşamam.

i can't talk right now. i'm eating dinner.
Şimdi konuşamam. yemek yiyorum.

how sad are you right now?
ya da ne kadar üzgün olduklarını.

i've got one more thing to share with you right now.
sizinle paylaşacağım bir şey daha var.

i'm going tell you right now: please don't despair.
size şunu söyleyeceğim: lütfen umudunuzu kaybetmeyin.

how much money do you have on you right now?
Şu anda yanında ne kadar paran var?

and there's a lot of them that i actually can't show you on this chart.
bunlardan bir çoğunu size bu tabloda gösteremeyeceğim.

would you like me to be next to you right now?
Şuan istermiydin yaninda olmamı

i'm afraid there is nobody available to help you right now. please call back in an hour.
ne yazık ki şimdi size yardımcı olabilecek kimse yok. bir saat sonra yeniden arayın lütfen.

it's available for everyone to do, and actually i'm going to show you how easy it is to do by doing one right now.
bu herkesin kullanımına açık ve bunun ne kadar kolay olduğunu bir örneğini yaparak size göstereceğim.

so, what i'm going to show you right now, very quickly, is just a sampling of a few of the new species we've discovered.
Şimdi size çok hızlıca göstereceğim şey bulduğumuz yeni türlerden bazılarının örnekleri.

and we're going to show you some today. so, let me introduce to you, some of our heroes right now.
sizlere bugün bir şov sunacağız. müsaadenizle bazı kahramanlarımızı tanıtayım.