Vous avez cherché: i don't know if i can look at you (Anglais - Turc)

i don't know if i can trust tom.
tom'a güvenip güvenemeyeceğimi bilmiyorum.

i don't know if i can resist anymore.
daha fazla direnip direnemiyeceğimi bilmiyorum.

i don't know if i have the time.
zamanım olup olmadığını bilmiyorum.

i don't know if i should tell tom.
tom'a söyleyip söylememem gerektiğini bilmiyorum.

i don't know. if i just got some time.
bilemiyorum. eger biraz zamanim olursa.

i don't know if i really believe that.
buna gerçekten inanıyor muyum bilmiyorum.

i don't know if it is good.
onun iyi olup olmadığını bilmiyorum.

i don't know if i'll have time to do it.
onu yapmak için zamanım olup olmayacağını bilmiyorum.

and i don't know if it works.
ve bunun işe yarayıp yaramadığını bilmiyorum.

i don't know if i should believe tom or not.
tom'a inanıp inanmamam gerektiğini bilmiyorum.

i don't know if george is coming.
george'un gelip gelmediğini bilmiyorum.

i don't want to go by plane, if i can help it.
elimden gelse, uçakla gitmek istemiyorum.

i don't know if he is interested in me.
onun benimle ilgilenip ilgilenmediğini bilmiyorum.

at that point, i don't know if that's possible at all.
bu noktada, bunun mumkun olup olmadigini dahi bilmiyorum.

i don't know if there is skiing there
bilmiyorum kayak var mı orada ama

i don't know if george is coming or not.
george'un gelip gelmeyeceğini bilmiyorum.

i don't know if he will visit us next sunday.
Önümüzdeki pazar günü bizi ziyaret edip etmeyeceğini bilmiyorum.

i don't know if he's alive. i don't know if he's tortured.
Şu anda yaşayıp yaşamadığını, işkence görüp görmediğini bilmiyorum.

weli, i don't know if it is because of the distance.
yani o herhalde mesafeden dolayı mı bilmiyorum tabi.

i can look at your clicking patterns.
İnternet eğilimlerine bakabilirim.