Vous avez cherché: you don't have to gift me right now (Anglais - Turc)

you don't have to do that right now.
onu hemen yapmak zorunda değilsin.

you don't have to help me.
bana yardım etmek zorunda değilsin.

you don't need to leave right now.
Şimdi terk etmeniz gerekmez.

i don't have time right now.
Şu anda vaktim yok.

you don't have to come.
gelmek zorunda değilsin.

no, you don't have to.
hayır, zorunda değilsin.

you don't have to compliment
iltifat etmene gerek yok

you don't have to answer.
cevap vermek zorunda değilsin.

you don't have to answer that.
onu cevaplamak zorunda değilsin.

do i have to go right now?
hemen gitmek zorunda mıyım?

anyway, you don't have to worry.
her neyse, üzülmek zorunda değilsin.

but you don't have to stay to the end.
ama sonuna kadar kalmak zorunda değilsiniz.

and you don't have to be a mega-hero.
masallardaki gibi bir kahraman olmak gerekli değil.

you don't have to shout. i can hear you.
bağırmanıza gerek yok. sizi duyabiliyorum.

come and see me right now.
derhal gel ve beni gör.

if you don't want to go, you don't have to.
gitmek istemiyorsan, gitmek zorunda değilsin.

you don't have to do this if you don't want to.
İstemiyorsan bunu yapmak zorunda değilsin.

ready or not, we have to leave right now.
hazır olsan da olmasan da, hemen gitmeliyiz.

you don't have to cry because you're dying play your game
ölüyorsunuz diye ağlamak zorunda değilsiniz oyununuzu oynayın

you don't have to worry about the forces between them.
aralarındaki güçleri düşünmenize de gerek yok.