Vous avez cherché: abominación (Espagnol - Turc)

la abominación, ¡huye de ella!
elbiseni tertemiz tut, maddî manevî kirlerden arın, pis ve murdar olan her şeyden kaçın verdiğini çok bularak minnet etme! rabbinin yolunda sabret!

dejadles, pues, son una abominación.
artık onlardan yüz çevirin. Çünkü onlar murdardır.

la balanza falsa es una abominación a jehovah, pero la pesa exacta le agrada
hilesiz tartıdansa hoşnut kalır.

abominación es a jehovah el camino del impío, pero él ama al que sigue la justicia
doğruluğun ardından gideni sever.

abominación es a jehovah todo altivo de corazón; de ninguna manera quedará impune
bilin ki, öyleleri cezasız kalmaz.

"no te acostarás con un hombre como uno se acuesta con una mujer. eso es una abominación
kadınla yatar gibi bir erkekle yatma. bu iğrençtir.

las pesas falsas son una abominación a jehovah; y la balanza de engaño no es algo bueno
hileli teraziden hoşlanmaz.

el vino, el maysir, las piedras erectas y las flechas no son sino abominación y obra del demonio.
İçki, kumar, dikili taşlar (putlar) ve fal okları şeytan işi birer pisliktir.

en cada comienzo de camino construiste lugares altos y convertiste tu hermosura en abominación, ofreciéndote a cuantos pasaban y multiplicando tus prostituciones
her yolun başına kendin için yüksek tapınma yerleri kurdun, güzelliğini kirlettin, her geçene kendini teslim ettin, fahişeliklerini artırdın.

entonces se levantarán tropas de su parte y contaminarán el santuario, la fortaleza. quitarán el sacrificio continuo y pondrán la abominación desoladora
‹‹askerleri gidip tapınakla kaleyi kirletecek, günlük sunuları kaldırıp yıkıcı iğrenç şeyi koyacaklar.

"no sacrificarás para jehovah tu dios un toro o un cordero en el cual haya defecto o alguna cosa mala, porque es abominación a jehovah tu dios
‹‹tanrınız rabbe herhangi bir özürü, kusuru olan sığır ya da koyun kurban etmeyeceksiniz. tanrınız rab bundan tiksinir.

¡creyentes! el vino, el maysir, las piedras erectas y las flechas no son sino abominación y obra del demonio.
ey iman edenler, içki, kumar, dikili taşlar ve fal okları ancak şeytanın işlerinden olan pisliklerdir.

el vino, el maysir, las piedras erectas y las flechas no son sino abominación y obra del demonio. ¡evitadlo, pues!
uyuşturucu/şarap, kumar, tapılmak için dikilen taşlar, fal okları şeytan işi birer pisliktik; bunlardan uzak durun ki kurtuluşa eresiniz.

"la mujer no se vestirá con ropa de hombre, ni el hombre se pondrá vestido de mujer; porque cualquiera que hace esto es una abominación a jehovah tu dios
‹‹kadınlar erkek giysisi, erkekler de kadın giysisi giymesin. tanrınız rab bu gibi şeyleri yapanlardan tiksinir.

habéis confiado en vuestras espadas, habéis hecho abominación y habéis mancillado cada uno a la mujer de su prójimo, ¿y tomaréis posesión de la tierra?
kılıcınıza güveniyor, iğrenç şeyler yapıyor, komşunuzun karısını kirletiyorsunuz. yine de ülkeyi miras almayı mı umuyorsunuz?›

"si un hombre se acuesta con un hombre, como se acuesta con una mujer, los dos cometen una abominación. ambos morirán irremisiblemente; su sangre será sobre ellos
bir erkek başka bir erkekle cinsel ilişki kurarsa, ikisi de iğrençlik etmiş olur. kesinlikle öldürülecekler. Ölümü hak etmişlerdir.

cuando regreséis a ellos os pedirán, jurando por alá, que les dejéis. dejadles, pues, son una abominación. su morada será la gehena como retribución de lo que han cometido.
döndüğünüz zaman kendilerinden vazgeçmeniz için allah'a ant verecekler; vazgeçin onlardan, şüphe yok ki onlar murdardır ve yurtları cehennemdir, bu da kazandıkları suçların karşılığıdır.

"aun cuando se hicieron un becerro de fundición, cuando dijeron: 'Éste es tu dios que te hizo subir de egipto', y cometieron grandes abominaciones
kendilerine buzağı biçiminde dökme bir put yaptılar, ‹sizi mısırdan çıkaran tanrınız budur!› diyerek seni çok aşağıladılar.