Vous avez cherché: postenon (Espéranto - Turc)

serĉi postenon?
- İş aramak için mi?

bonvolu doni al mi postenon
burada çalışmama izin verin.

bonvolu doni al mi postenon!
lütfen burada çalışmama izin verin!

mi havis unu postenon post alia.
sürekli iş değiştiriyordum.

donu al li postenon, li laboru.
görev verin, çalışsın.

em, bonvolu doni postenon al mi!
lütfen burada çalışmama izin verin!

mi havos postenon... je tiu oficejo.
- bir işim olacak...hem de büroda.

li ne povis havigi al si la postenon.
o, işi alamadı.

la postenon eble ricevos vi post mi, bernardo.
benden sonra servisin başına siz geçeceksiniz.

pro tio, mia baptopatro translokis min en tiun ĉi postenon.
bu yüzden büyükbaba bana bu görevi verdi. ortam sakinleşene kadar beklememizi söyledi.

kaj vi, atentu, ne eblas nenial forpreni postenon de iu
ve sen, dikkatli ol. başkasının işini alamazsın.

ehm pardonu min sinjoro, s-ro katadreuffe serĉas postenon.
Özür dilerim efendim.

mi pensis retiriĝi kaj cedi lin mian postenon. mi tre gajis pri li.
değerli bir varis bulmuştum.

mi fariĝos bankrota, perdos mian postenon, mi forte drinkos pro tio.
yapacağım: Önce iflas edeceğim. sonra işimi kaybedip, ayyaşın teki olacağım.

necesus memorigi al li, ke lia celo ne estas ajna-maniere transpreni vian postenon.
- milan'a görevinin, sizi servisin başından atmanın yollarını aramak olmadığını hatırlatmak lazım.

aŭ eble vi volas la plej malbonan, malpurigan postenon, kiun mi havas... ĝis kiam vi elblovus vian lastan spiron?
ya da belki en kötüsünü istersin. elimdeki en pis işi. son nefesini verene dek!

kaj trapasinte la unuan postenon kaj la duan, ili venis al la fera pordego, kiu kondukas en la urbon; kaj gxi malfermigxis al ili propramove; kaj ili eliris, kaj pasis lauxlonge de unu strato; kaj la angxelo tuj foriris de li.
birinci ve ikinci nöbetçiyi geçerek kente açılan demir kapıya geldiler. kapı, önlerinde kendiliğinden açıldı. dışarı çıkıp bir sokak boyunca yürüdüler, sonra melek ansızın petrusun yanından ayrıldı.