Vous avez cherché: otec (Tchèque - Turc)

otec
baba

já a otec jedno jsme.
ben ve baba biriz.››

otec miluje syna a všecko dal v ruku jeho.
baba oğulu sever; her şeyi ona teslim etmiştir.

salma otec betlémských, charef otec čeledi betgaderských.
beytgaderin kurucusu haref.

aniž zajisté otec soudí koho, ale všecken soud dal synu,
baba kimseyi yargılamaz, bütün yargılama işini oğula vermiştir.

ashur pak otec tekoe měl dvě manželky, chélu a naaru.
tekoanın kurucusu aşhurun helah ve naara adında iki karısı vardı.

a jáť vám způsobuji, jakož mi způsobil otec můj, království,
babam bana nasıl bir egemenlik verdiyse, ben de size bir egemenlik veriyorum.

i činil aza, což dobrého bylo před hospodinem, jako david otec jeho.
atası davut gibi rabbin gözünde doğru olanı yapan asa,

chelub pak, bratr sucha, zplodil mechiru. onť jest otec estonův.
Şuhanın kardeşi keluv, eştonun babası mehirin babasıydı.

sestro Árónova, otec tvůj nebyl mužem špatným ani matka tvá nebyla nepočestnou!"
"ey harun'un kız kardeşi, baban kötü bir adam değildi. annen de iffetsiz değildi."

i řekl otec jeho: "ty tupit chceš božstva moje, abrahame?
(babası) demişti ki: "İbrahim, sen benim ilahlarımdan yüz mü çeviriyorsun?

sestro Áronova, otec tvůj nebyl mužem špatným, aniž matka tvá byla nepočestná.“
"ey harun'un kız kardeşi, baban kötü bir adam değildi. annen de iffetsiz değildi."

a on odpovídaje, řekl: všeliké štípení, jehož neštípil otec můj nebeský, vykořeněno bude.
İsa şu karşılığı verdi: ‹‹göksel babamın dikmediği her fidan kökünden sökülecektir.

a když se karavana vracela, pravil otec jejich: "já doopravdy cítím vůni josefovu!
kervan oradan ayrılanca, öte yandan babaları şöyle seslendi: "yemin olsun, ben yûsuf'un kokusunu duyuyorum!

a když vyšla karavana, řekl otec jejich: „v pravdě poznávám vůni josefa: myslíte třeba, že blouzním?“
kervan (mısır'dan) ayrılınca babaları, "beni bunamış saymayın, yusuf'un kokusunu işitiyorum," dedi.