Vous avez cherché: benim hala umudum var (Turc - Anglais)

benim çok az başarı umudum vardır.
there is little prospect of my success.

ben biraz daha radikal düşünce görmek istiyorum. ve benim hala umudum var.
i want to see more revolutionary thinking, and i remain hopeful.

bunun olacağına dair umudum var.
i have hope that it will happen.

umudumuz var.
we have hope.

ancak benim hala endişelerim vardı. bu yüzden doktora bu işlemi yaptırmak istemediğimi söyledim.
but i was still concerned, so i said, "you know what, i'm not going to do it."

durumunuzu öğrenmek, böylece içimi rahatlatmak üzere yakında timoteosu yanınıza gönderebileceğime ilişkin rab İsada umudum var.
but i trust in the lord jesus to send timotheus shortly unto you, that i also may be of good comfort, when i know your state.

onun çok az iyileşme umudu var.
there is little hope of his recovery.

dönün kızlarım, yolunuza gidin. ben kocaya varamayacak kadar yaşlandım. umudum var desem, bu gece kocaya varıp oğullar doğursam,
turn again, my daughters, go your way; for i am too old to have an husband. if i should say, i have hope, if i should have an husband also to night, and should also bear sons;

eğer varsa, onun çok az iyileşme umudu var.
there is little, if any, hope of his recovery.

gerçekten de umudun var mı?" evet, var.
do you really have hope?" well, yes.

bunun iyi tarafı da benim hal ve russ smith ile birlikte yürüttüğüm deneylerin aksine sanal gerçekliği görebilmeniz için bütün bunları kendi başınıza yapmanıza gerek olmaması.
and what's good is, unlike in the experiments that hal and myself ran with russ smith, you don't have to program these by yourself in order to see the virtual reality.

o dediki: "hayır, çünkü bizlerin bir umudu var.
she said, "no, because we've got hope now.

ama işin bu kısmını fotoğraflamaya gitmeden önce, Ölü bir köpekbalığının okurlara dokunacak cinsten fotoğrafını çekebilme mefhumu ile başa çıkmam gerekti bence hala, en iyi köpekbalığı ölü köpekbalığıdır diyen bir sürü insan var.
but before i went out to photograph this component, i sort of wrestled with the notion of how do you make a picture of a dead shark that will resonate with readers you know, i think there's still a lot of people out there who think the only good shark is a dead shark.

böylece bende hala bu ölülerden birisine ulaşabiliyorum adı frieda, ne yazık ki artık parçalanıyor, çünkü çok yaşlı ve kırılgan
so, i've still got access to one of these dead people called frieda; she's falling apart, i'm afraid, because she's very old and fragile.

derken, profesör hikayemi dinledi ve dedi ki, "bir işin var. bir umudun var.
then the professor listened to my story and he said, "you have a job. you have hope.

ama çocuklar bana soruyor- ve bu iki dakikadan uzun sürmeyecek, söz veriyorum- çocuklar diyor ki, "dr. jane, gerçekten gelecek için umudunuz var mı?
but the kids do ask me -- and this won't take more than two minutes, i promise -- the kids say, "dr. jane, do you really have hope for the future?