Vous avez cherché: duymuyorlar (Turc - Anglais)

yaptıkları işten zevk duymuyorlar.
they get no great pleasure from what they do.

sanatın neyle ilgili olduğunu söylemede bir sakınca duymuyorlar.
they have no trouble telling us what art is about.

sanki onlar uzak bir yerden çağrılıyorlar (da duymuyorlar).
it is as if they are being called from a place far away.

(sanki) onlar, uzak bir yerden çağırılıyorlar (da duymuyorlar).
it is as if they are being called from a place far away.

kur'ân onlara göre bir körlüktür. sanki onlar uzak bir yerden çağrılıyorlar (da duymuyorlar).
as for those who are faithless, there is a deafness in their ears and it is lost to their sight: [to them it is as if] they were called from a distant place.’

böylece çok yüksek kapasitelerde hafıza kartına da ihtiyaç duymuyorsunuz.
you don't really need high capacity memory cards.